Nobody lives in this house.
- Bu evde hiç kimse yaşamıyor.
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
I love living with you.
- Sizinle yaşamayı seviyorum.
I like living with you.
- Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.
Long live the brotherhood of all peoples.
- Yaşasın tüm halkların kardeşliği.
Long live the Tatoeba Project!
- Çok yaşa Tatoeba Projesi!
Hurray! I have found it!
- Yaşasın! Ben onu buldum!
They don't know what difficulties Tom went through in his youth.
- Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar.
Tom knows a man who lives in Boston.
- Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.
In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims.
- Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.
What animals inhabit those islands?
- Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?