Nobody lives in this house.
- Bu evde hiç kimse yaşamıyor.
Mike has a friend who lives in Chicago.
- Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.
I like living with you.
- Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.
She is used to living alone.
- Yalnız yaşamaya alışkın.
Long live the Tatoeba Project!
- Çok yaşa Tatoeba Projesi!
Long live the brotherhood of all peoples.
- Yaşasın tüm halkların kardeşliği.
Hurray! I have found it!
- Yaşasın! Ben onu buldum!
Did you know that some foxes lived on this mountain?
- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
Do you know where Miss Hudson lives?
- Bayan Hudson'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?
The region has never been inhabited by people.
- Bölgede insanlar hiç yaşamadı.
In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims.
- Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.