yıllıklı

listen to the pronunciation of yıllıklı
Türkçe - İngilizce
person who has a salary guaranteed to him for one year
(job) which has a yearly salary attached to it
person who's paid his entire year's salary in one lump sum
(person) who gets a yearly salary
yıllık
annual

This product has annual sales of about $80 million. - Bu ürünün yıllık satışı ortalama 80 milyon dolardır.

I don't know my father's annual income. - Babamın yıllık gelirini bilmiyorum.

yıllık
yearbook

This yearbook is illustrated with a lot of beautiful photographs. - Bu yıllık birçok güzel fotoğrafla süslenmiştir.

We looked at our old yearbook pictures. - Biz eski yıllık resimlerimize baktık.

yıllık
yearly

It's worth ten times my yearly salary. - Bu benim yıllık maaşımın on katı değer.

This has become a yearly tradition. - Bu bir yıllık bir gelenek oldu.

yıllık
{i} almanac
yıllık
year class
yıllık
almanack
yıllık
year book
yıllık
annual basis
yıllık
(Ticaret) annually

The Japanese economy continued to grow by more than 5% annually. - Japon ekonomisi yıllık en fazla % 5'ten daha fazla büyümeye devam etti.

The conference takes place annually. - Konferans yıllık olarak gerçekleşir.

yıllık
etesian
yıllık
per annum
yıllık
(person, animal, thing) who/which is (so many) years old
yıllık
for one year; on a yearly basis
yıllık
yearly salary; salary which is guaranteed to someone for one year; yearly rent; yearly fee; amount paid out yearly
yıllık
one-year-old, year-old (person, animal, thing)
yıllık
of (so many) years
yıllık
yearbook, annual, almanac, almanack; yearly salary; annual rent; ... years old; yearly, annual
yıllık
for (so many) years
yıllık
yearly, annual
yıllık
for a year

After practicing for a year, she is barely able to play the piano. - Bir yıllık uygulamadan sonra zar zor piyano çalabiliyor.

yıllık
calendar
yıllık
(Hukuk) (konferanslar) yearly, annual
yıllık
of (so many) years: yirmi yıllık emeğin mükâfatı the reward for twenty years' labor
yıllık
(person, animal, thing) who/which is (so many) years old: doksan yıllık bir ayyaş a ninety-year-old sot. yüz yıllık bir ağaç a hundred-year-old tree
yıllık
for one year; on a yearly basis. yıllığına
yıllık
yearbook, annual
yıllık
sessional
Türkçe - Türkçe
Ücreti yılda bir verilen
YILLIK
(Hukuk) Senelik;Üzerinden yıl geçmiş;yıl için;yılda bir;yılda bir çıkan dergi ve kitap
Yıllık
sale
Yıllık
senevi
Yıllık
senelik
Yıllık
salname
yıllık
Bir yıl için, senelik; senevî
yıllık
Bir yılda verilen ücret
yıllık
Bir yıl için, senelik, senevi
yıllık
Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan
yıllık
Yılda bir yapılan
yıllık
Yılda bir çıkan ve o yılın olgularını anlatan kitap, bülten, dergi gibi eser, salname
yıllık
Yılın gün, hafta, ay gibi bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçiminde takvim, almanak
yıllık
Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan: "O gün yıllık hesapları getirmişlerdi."- F. R. Atay
yıllık
Yılda bir çıkarılan ve yılın olaylarını göstermek üzere düzenlenen kitap
yıllık
Yılda bir çıkan ve o yılın olgularını anlatan kitap; bülten, dergi gibi eser, salname
yıllıklı