I don't know my father's annual income.
- Babamın yıllık gelirini bilmiyorum.
They have their annual conference in May.
- Mayıs ayında yıllık konferansları var.
This yearbook is illustrated with a lot of beautiful photographs.
- Bu yıllık birçok güzel fotoğrafla süslenmiştir.
We looked at our old yearbook pictures.
- Biz eski yıllık resimlerimize baktık.
Tom's yearly salary has been the same for the past three years.
- Tom'un yıllık maaşı son üç yıldır aynı.
The economic minister gives a yearly report.
- Ekonomi bakanı yıllık açıklama yapar.
The Japanese economy continued to grow by more than 5% annually.
- Japon ekonomisi yıllık en fazla % 5'ten daha fazla büyümeye devam etti.
The meeting is held annually.
- Toplantı yıllık olarak düzenlenmektedir.
After practicing for a year, she is barely able to play the piano.
- Bir yıllık uygulamadan sonra zar zor piyano çalabiliyor.