yürüyen teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- walking
Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
- Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
The girl walking with Ken is May.
- Ken ile yürüyen kız May'dir.
- person who is going on foot; walker
- (someone) who is walking; (an animal) that is walking
- marcher
- yürüyen merdiven
- escalator
The people who are not in a hurry stand on the right side of the escalator.
- Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
- yürüyen dalga
- travelling wave
- yürüyen kaldırım
- travellator
- yürüyen kimse
- walker
- yürüyen kimse
- walker on
- yürüyen kum
- shifting sands
- yürüyen merdiven
- escalator, moving staircase
- yürüyen merdiven
- moving stairway
- yürüyen skala
- sliding scale
- yürüyen ve konuşan oyuncak bebekleriniz var mı
- Do you have any dolls that walk and talk
- yürü
- {f} walk
She was so tired that she couldn't walk.
- Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
We have walked all around the lake.
- Biz gölün etrafında yürüdük.
- yürü
- {f} walking
He is used to walking long distances.
- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
Walking from the station to the house takes only five minutes.
- İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.
- yürü
- {f} tread
In order to swim, you have to learn to tread water first.
- Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
- yürü
- trod
- yürü
- trodden
- yürü
- walk out
Do not walk outside this area.
- Bu alanın dışında yürümeyin.
- yürüyen merdiven
- moving staircase
- giden, yürüyen
- Those who walk
- yürü
- amble
- bando önünde yürüyen kız
- majorette
- dikkatsizce yürüyen kimse
- jaywalker
- hafif adımlarla yürüyen
- tripping
- ikişer ikişer yürüyen öğrenciler
- crocodile
- ileriye yürüyen dalga
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) forward wave
- menüyle yürüyen
- menu-driven
- rahvan yürüyen at
- ambler
- tabanına basarak yürüyen
- plantigrade
- tabanına basarak yürüyen hayvan
- plantigrade
- tıpış tıpış yürüyen çocuk
- toddler
- uygun adım yürüyen kimse
- marcher
- yürü
- saunter
- zarif bir şekilde yürüyen
- sashaying
- çalım satarak yürüyen
- strutting
- önüne bakmadan yürüyen kimse
- jaywalker