Walkers are commonly called witch's tanks.
- Yürüyüşçülere çoğunlukla cadının tankları denilmektedir.
He must be a good walker to have walked such a long distance.
- Böylesine uzun bir mesafeyi yürüdüğü için iyi bir yürüyüşçü olmalı.
I take a walk every morning.
- Her sabah yürüyüşe çıkarım.
How about taking a walk?
- Yürüyüş yapmaya ne dersin?
I don't mind walking.
- Yürüyüşe itirazım yok.
Walking is an excellent exercise.
- Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.
Every march is composed of just a few steps.
- Her yürüyüş sadece birkaç adımdan oluşur.
I hope you will join us in the parade and march along the street.
- Geçit töreninde bize katılacağınızı ve cadde boyunca yürüyüş yapacağınızı umuyoruz.
I had a slight accident while trekking in Nepal.
- Nepal'de yürüyüş yaparken hafif bir kaza geçirdim.
We'd better cancel the hike.
- Yürüyüşü iptal etsek iyi olur.
We should cancel the hike.
- Yürüyüşü iptal etmeliyiz.
He walks with an awkward gait because of an injury.
- O, yaradan dolayı garip bir yürüyüşle yürümektedir.
Horses have three gaits: Walking, trotting and galloping.
- Atların üç yürüyüşü vardır: yürüyüş, tırıs ve dörtnal.