yöntemli

listen to the pronunciation of yöntemli
Türkçe - İngilizce
done methodically, methodical, systematic
with a method, with a system, systematic metotlu
systematical
systematic
methodical
yöntem
method

His methods are not scientific. - Onun yöntemleri bilimsel değildir.

A check is a method of paying money to somebody. - Çek birine para ödeme yöntemidir.

yöntem
{i} procedure

We need to start emergency procedures. - Acil durum yöntemlerine başlamamız gerekiyor.

You will save time if you adopt this new procedure. - Bu yeni yöntemi benimserseniz zaman kazanırsınız.

yöntem
way

We'll stay out of your way. - Biz senin yönteminin dışında kalacağız.

We tried it your way last time and it didn't work. - Biz bunu son kez senin yönteminle denedik ve işe yaramadı.

yöntem
the way

Solar power is the way of the future. - Güneş enerjisi geleceğin yöntemidir.

You know this isn't the way we should be doing this. - Bunu yapmamız gereken yöntemin bu olmadığını biliyorsun.

yöntem
line
yöntem
system

I prefer a systematic method. - Ben sistematik bir yöntemi tercih ederim.

yöntem
device
yöntem
(Latin) modus operandi
yöntem
modus
yöntem
{i} technique

Evil comes not from technique, but from those who abuse it. - Kötülük yöntemden gelmez ama onu kötüye kullanandan gelir.

Tom tried a few different techniques. - Tom birkaç farklı yöntem denedi.

yöntem
{i} form

It's a form of rebellion. - Bu bir başkaldırı yöntemidir.

yöntem
deal
yöntem
{i} order

In order to overcome the data gap, I developed a simple methodology. - Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

yöntem
mean
yöntem
manner
yöntem
(Ticaret) approach
yöntem
tactic
yöntem
rule
yöntem
(Tıp) methode
yöntem
recipe
yöntem
means
yöntem
(Ticaret) law
yöntem
mechanism
yöntem
technics
yöntem
process

The best solution can only be found by a process of trial and error. - En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.

yöntem
principle

The principle of this textbook is based on the communicative method. - Bu ders kitabının ilkesi iletişimsel yönteme dayanmaktadır.

yöntem
principles
yöntem
modality
yöntem
{i} wise
yöntem
rite
yöntem
proceeding
yöntem
practice

You should seek a teacher and learn the method of spiritual practice that is best for you. - Bir öğretmen aramalısın ve sizin için en iyi olan ruhsal uygulama yöntemini öğrenmelisin.

yöntem
cast
yöntem
method , methodology
yöntem
method, procedure, system
yöntem
mode

Modern methods improved industry. - Modern yöntemler sanayiyi geliştirdi.

Modern methods have pushed industry forward. - Modern yöntemler endüstriyi ilerletti.

yöntem
(Hukuk) method, process
yöntem
how

That's how we want you to do it. - Bunu yapmanı istediğimiz yöntem bu.

That's how we did it. - Onu yapma yöntemimiz bu.

yöntem
tack

I may have to change tack. - Farklı bir yöntem uygulamak zorunda olabilirim.

yöntem
method, process metot
yöntem
gateway
yöntem
technic
yöntem
art
yöntem
(Nükleer Bilimler) route
yöntem
course
yöntemli