yöntem

listen to the pronunciation of yöntem
Türkçe - İngilizce
method

A check is a method of paying money to somebody. - Çek birine para ödeme yöntemidir.

His methods are not scientific. - Onun yöntemleri bilimsel değildir.

way

The best way to learn is to make mistakes. - En iyi öğrenme yöntemi hata yapmaktır.

I handled the problem the only way I knew how. - Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.

procedure

I explained the procedure to Tom. - Yöntemi Tom'a açıkladım.

You will save time if you adopt this new procedure. - Bu yeni yöntemi benimserseniz zaman kazanırsınız.

the way

The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things. - Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.

Solar power is the way of the future. - Güneş enerjisi geleceğin yöntemidir.

line
system

I prefer a systematic method. - Ben sistematik bir yöntemi tercih ederim.

device
(Latin) modus operandi
modus
deal
mean
manner
(Ticaret) approach
tactic
rule
(Tıp) methode
recipe
means
(Ticaret) law
mechanism
technics
technique

Tom tried a few different techniques. - Tom birkaç farklı yöntem denedi.

Evil comes not from technique, but from those who abuse it. - Kötülük yöntemden gelmez ama onu kötüye kullanandan gelir.

form

It's a form of rebellion. - Bu bir başkaldırı yöntemidir.

rite
proceeding
practice

You should seek a teacher and learn the method of spiritual practice that is best for you. - Bir öğretmen aramalısın ve sizin için en iyi olan ruhsal uygulama yöntemini öğrenmelisin.

cast
method , methodology
method, procedure, system
mode

Modern methods improved industry. - Modern yöntemler sanayiyi geliştirdi.

Modern methods have pushed industry forward. - Modern yöntemler endüstriyi ilerletti.

process

The best solution can only be found by a process of trial and error. - En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.

(Hukuk) method, process
how

I handled the problem the only way I knew how. - Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.

That's how you do it. - Bunu yapma yöntemin bu.

tack

I may have to change tack. - Farklı bir yöntem uygulamak zorunda olabilirim.

method, process metot
order

In order to overcome the data gap, I developed a simple methodology. - Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

gateway
modality
wise
technic
principle

The principle of this textbook is based on the communicative method. - Bu ders kitabının ilkesi iletişimsel yönteme dayanmaktadır.

principles
art
(Nükleer Bilimler) route
course
yöntem bilgisi
(Ticaret) know-how
yöntem bilimi
(Ticaret) methodology
yöntem seç
(Bilgisayar) select method
yöntem bilimi
methods of science
yöntem adı
(Bilgisayar) method name
yöntem değiştirme
changeover
yöntem değiştirmek
change over
yöntem düzenleyici
(Bilgisayar) method editor
yöntem düzenleyicisi
(Bilgisayar) method editor
yöntem ekle
(Bilgisayar) add method
yöntem hataları
(Pisikoloji, Ruhbilim) methodological errors
yöntem oluşturmak
form a method
yöntem sil
(Bilgisayar) delete method
analitik yöntem
analytical method
başaran yöntem
(Ticaret) best practice
başvurulan yol ve yöntem
tactic
bilgi tabanlı yöntem
(Bilgisayar,Teknik) knowledge based method
biçimsel yöntem
formal method
caz müziğinde bir yöntem
(Muzik) hot
deneysel yöntem
(Ticaret) experimental method
diyalektik yöntem
dialectical method
dolaylı yöntem
(Teknik,Ticaret) indirect method
doğrusal yöntem
(Ticaret) straight-line method
dürümsel yöntem
(Bilgisayar) iterative method
fotovoltaik yöntem
(Çevre) photovoltaics
gen yöntem
procedure
karşılaştırmalı yöntem
(Pisikoloji, Ruhbilim) comparative method
sayısal yöntem
(Askeri) numerical method
sessiz yöntem
(Dilbilim) silent way
seçmeli yöntem
(Dilbilim) eclectic method
tarihsel yöntem
historical method
temel yöntem
(Ticaret) benchmark treatment
yerleşik yöntem
(Bilgisayar) built-in method
çapraşık (yöntem)
tortuous
çözümlemeli yöntem
(Bilgisayar,Teknik) analytical method
çözümleyici yöntem
(Bilgisayar) analytical method
üstün yöntem
(Ticaret) best practice
yöntemler
methods

Tom's methods were unorthodox. - Tom'un yöntemleri alışılmışın dışındaydı.

His teaching methods are highly unorthodox. - Onun öğretim yöntemleri alışılmışın hayli dışında.

akupedik yöntem
(Pisikoloji, Ruhbilim) acoupedic method
algoritmik yöntem
(Pisikoloji, Ruhbilim) algorithmic method
analitik yöntem geçerliliği
(Tıp) analytical method validation
açık kapiler yöntem
(Tıp) open capillary method
birincil yöntem
(Ticaret) primary method
denetim yöntem bilimi
audit methodology
deterministik yöntem
deterministic method
dizin sıralı yöntem
(Bilgisayar) indexed sequential method
doğru yöntem
(Ticaret) direct method
duyumsal-sözel yöntem
(Dilbilim) aural-oral method
düzeltili yöntem
(Dilbilim) monitor model
ek yöntem
(Ticaret) supplementary method
elektrokonvülsivan yöntem
(Tıp) electroconvulsivant method
eşit taksitli yöntem
(Ticaret) straight-line depreciation
fiziksel yöntem
physical method
florimetrik yöntem
(Tıp) fluorometric method
geleneksel yöntem
(Jeoloji) conventional theory
geleneksel yöntem
conventional technique
genetik yöntem
(Pisikoloji, Ruhbilim) genetic method
geçersiz yöntem
(Bilgisayar) invalid method
göreneksel yöntem
conventional technique
görsel, işitsel yöntem
(Dilbilim) audiovisual method
gözlemsel yöntem
(Pisikoloji, Ruhbilim) observational method
hacimsel yöntem
volumetric method
harmonik olmayan yöntem
(Askeri) non-harmonic method
havalı yöntem
pneumatic process
immunoradyometrik yöntem
(Tıp) immunoradiometric assay
immunoserolojik yöntem
(Tıp) immunoassay
kademeli yöntem
step-by-step method
kesintisiz yöntem
continuous process
klinik yöntem
(Pisikoloji, Ruhbilim) clinical method
kuru yöntem
dry system
kuru yöntem döner fırın
dry process rotary kiln
kültürlerarası yöntem
(Pisikoloji, Ruhbilim) cross-cultural method
maliyete dayalı yöntem
(Ticaret) cost oriented method
manuel yöntem
manual method
modası geçmiş (yöntem)
old-school
otomatik yöntem analizi
(Tıp) automated method analysis
parasal yöntem
(Ticaret) monetary method
piknometrik yöntem
pyknometric method
pnömatik yöntem
pneumatic process
pratik yöntem
rule of thumb
radyoimmunolojik yöntem
(Tıp) radioimmunoassay
spektral yöntem
(Askeri) spectral method
spektrometrik yöntem
(İnşaat) spectrometric method
stokastik yöntem
(Çevre) stochastic method
tarihsel yöntem ve düşünce
(Eğitim) historical method and thought
tek banyolu yöntem
one-bath process
tek yırtmalı yöntem
(Tekstil) single rip method
tümdengelimli yöntem
deductive method
tümdengelimli yöntem
(Matematik) deductive theory
tümevarımlı yöntem
(Bilgisayar,Matematik) inductive method
uygulamalı yöntem
applied method
yaş yöntem
(Madencilik) wet system
yeni yöntem icadı
(Ticaret) process innovation
yersel yöntem
(Coğrafya) ground surveying method
yetenek-yöntem etkileşimi
(Pisikoloji, Ruhbilim) aptitude treatment interaction
yol yöntem
the right way do (something)
çapraz kesişimli yöntem
(Dilbilim) cross sectional method
çizgesel yöntem
(Bilgisayar) graphical method
çok kesitli yöntem
(Dilbilim) multiple register
çözümleyici yöntem
analytic method
çıkartmalı yöntem
(Dilbilim) clozentropy
ıslak yöntem
wet process
ıslak yöntem döner fırın
wet process rotary kiln
Türkçe - Türkçe
(Hukuk) Usul;prosedür;yolyordam;bir amaca ulaşmak için tutulan kurallar bütünü
Bilimde belli bir sonuca erişmek için, bir plana göre izlenen yol, metot
Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem
metot
politika
yöntem bilgisi
Metot bilgisi
yöntem bilimi
Özellikle felsefe ve bilim alanında yöntem araştırmak ve yeni yöntemler yaratmak için ilkeler geliştiren bilim, metodoloji
yöntem bilimsel
Yöntem bilimle ilgili, metodolojik
OTOKRATİK YÖNTEM
(Hukuk) Monarşik ve otoriter uygulama, halkın dışarda bırakıldığı tek yönlü (demokratik olmayan) yöntem
bulgusal yöntem
Öğretilmek istenen şeyi, öğrencilerin kendilerinin bulmasını sağlayan öğretim yöntemi
yöntem