The first step toward recovery is admitting that you have a problem.
- İyileşme yönündeki ilk adım, bir sorunun olduğunu kabul etmektir.
We studied Greek culture from various aspects.
- Çeşitli yönleriyle Yunan kültürünü inceledik.
We must examine the various aspects.
- Çeşitli yönleri incelemeliyiz.
A dreary landscape spread out for miles in all directions.
- Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
I have a good sense of direction, so I don't get lost.
- Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.
She was similar to me in many ways.
- Birçok yönden bana benzerdi.
Modern cars differ from the early ones in many ways.
- Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
The flood diverted the course of the river.
- Sel nehrin yönünü değiştirdi.
Of course you can trust me. Have I ever given you a bum steer before?
- Elbette bana güvenebilirsin. Ben hiç daha önce seni yanlış yönlendirdim mi?
There's a trend these days towards small families.
- Bu günlerde küçük ailelere doğru bir yönelim var.
I lost my bearings when I came out of the subway.
- Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.
I lost my bearings when I came out of the subway.
- Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.
I'd love to be able to change my sexual orientation.
- Cinsel yönelimimi değiştirebilmek isterim.
Your sexual orientation is not something you can change.
- Cinsel yöneliminiz değiştirebileceğiniz bir şey değildir.
We were rerouted because of weather.
- Havadan dolayı yönümüzü değiştirdik.
He had led the Republican Party with great success.
- O, Cumhuriyetçi Parti'yi büyük bir başarı ile yönetti.
That person is elected by the majority party caucus.
- O kişi çoğunluk partisi yönetim kurulu tarafından seçilir.
I just discovered the dark side of Tatoeba.
- Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.
Today I'm going to show you another side of me.
- Bugün size başka bir yönümü göstereceğim.
Japanese differ from American in many respects.
- Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.
You are wrong in some respects.
- Bazı yönlerden hatalısın.
Tom certainly doesn't have a very good sense of direction.
- Tom'un kesinlikle çok iyi bir yön duyusu yok.
Tom has no sense of direction.
- Tom'un yön duyusu yok.
We canoed downstream.
- Kanoyla akıntı yönünde yol aldık.
Tom floated downstream on a raft.
- Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.