Her zaman mutlu olman, senin için en büyük dileğimdir benim.
- Dass du immer glücklich bist, ist mein größter Wunsch für dich.
Her zaman mutlu olman, senin için en büyük dileğimdir benim .
- Dass du immer glücklich bist, das ist mein größter Wunsch für dich.
Irgendwann werden meine Wunsche erfüllt!
(Bir gün dileklerim gerçekleşecek!).
Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.
- Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done.
Ben kısa bir ara rica etmek istiyorum.
- I would like to request a short recess.
İstek üzerine bir harita mevcuttur.
- A map is available upon request.
İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
- The request became a hot political issue in the presidential campaign.
Siyasi sığınma talep ediyorum.
- I'm requesting political asylum.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Onların ricasına boyun eğmek zorunda kaldık.
- We had to yield to their request.
Korkarım ki o, ricamı geri çevirecek.
- I'm afraid she will turn down my request.
İstemiş olduğunuz gibi, yeni çekilmiş bir vesikalık fotoğrafımı ekledim.
- As you requested, I have attached a recent passport-sized photograph.
Emirlerime uymanı istemeliyim.
- I must request you to obey my orders.
The afflicted requested that he look upon them and lay his hands upon their heads.
- Die Leidenden wünschten, dass er sie anschauen und seine Hände auf ihre Köpfe legen möge.
On request, we will send you the programme for a token fee of €1 plus shipping.
- Auf Wunsch senden wir Ihnen das Programm gegen eine Schutzgebühr von 1 € zuzüglich Versand zu.
There is a long path from desire to realization.
- Es ist ein langer Weg vom Wunsch zur Wirklichkeit.
Tom has no desire to go to Boston.
- Tom hat nicht den Wunsch, nach Boston zu gehen.