Seninki çok garip bir hikaye.
- Yours is a very strange story.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my position.
Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
- My dog is almost half the size of yours.
Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.
- This business plan of yours seems almost too optimistic. All I can say is I hope it's more than just wishful thinking.
Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
- Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
- My tastes differ greatly from yours.
Benim ayakkabılarım seninkilerden daha büyük.
- My shoes are bigger than yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.