wound, injury, sore

listen to the pronunciation of wound, injury, sore
İngilizce - Türkçe
yara, yaralanma, yara
raw
{s} çiğ

Tom çiğ istiridye yemeği seviyor. - Tom likes eating raw oysters.

Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam. - I don't like grilled fish, let alone raw fish.

raw
{i} yara
raw
{s} çiğ, pişmemiş: raw meat çiğ et
raw
{s} ham, işlenmemiş: raw material hammadde. raw silk ham ipek
raw
{i} açık yara
raw
acıyan
raw
nemli
raw
(Bilgisayar) İşlenmemiş, üzerinde işlem yapılmamış
raw
terbiye edilmemiş bükülmemiş
raw
{s} pişmemiş
raw
{s} taze

Taze çiğ sebze yemeği sever. - She likes to eat fresh raw vegetables.

raw
(isim) hassas nokta, yara, bamteli, açık yara, derisi soyulmuş yer, hammadde
raw
the ile sıyrık
raw
{s} kavrulmamış
raw
derisi sıyrılmış
raw
{s} ham

Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır. - Japan depends on imports for raw materials.

Japonya yurt dışından çeşitli ham maddeleri ithal eder. - Japan imports various raw materials from abroad.

raw
{s} saf
raw
{s} açık saçık
raw
{s} terbiye edilmemiş
raw
{s} müstehcen
İngilizce - İngilizce
{i} raw