Neden dışarı çıkıp biraz yakacak odun getirmiyorsun?
- Why don't you go out and get some firewood?
Yakacak odun için sandalyeyi kırdı.
- He broke up the chair for firewood.
Tom bütün öğleden sonra yakacak odun doğradı.
- Tom chopped firewood all afternoon.
Tom kışı geçirmek için yeterli yakacak odunu olup olmadığını merak etti.
- Tom wondered if he had enough firewood to make it through the winter.