Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.
- Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Tom çocukları uyandırdı ve onlara kahvaltı zamanı olduğunu söyledi.
- Tom woke up the children and told them it was time for breakfast.
Alarm Mayuko'yu uyandırdı.
- The alarm woke up Mayuko.
... I -- I never, ever -- there was never a day when I woke up ...
... I woke up at 6 o'clock this morning. ...