Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum.
- I would like to live in the quiet country.
Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak.
- The soccer game will be transmitted live at five p.m.
Sarhoş bir TV sunucusu, canlı yayın esnasında istifra etti.
- A drunk TV presenter vomited during a live broadcast.
Dan radyoda canlı çaldı.
- Dan played live on the radio.
Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular.
- Soon after the accident they found a live animal there.
Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı.
- My grandfather is 90 years old and very lively.
Do you live with your parents?
- Wohnen Sie bei Ihren Eltern?
We'll have lived here for two years next April.
- Nächsten April wohnen wir seit zwei Jahren hier.