Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.
- Ich muss dieses Wochenende ein Auto kaufen.
Bu hafta sonu vaktiniz var mı?
- Haben Sie dieses Wochenende Zeit?
Onu haftada bir kez yaparız.
- Das machen wir einmal die Woche.
Onun babası haftada iki kez orada yemek yer.
- Sein Vater isst dort zweimal die Woche.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
It may freeze next week.
- Nächste Woche wird es vielleicht Frost geben.
If I wanted to scare you, I would tell you what I dreamt about a few weeks ago.
- Wenn ich dich erschrecken wollte, würde ich dir erzählen, was ich vor ein paar Wochen geträumt habe.