Tom teknesine kız arkadaşının adını verdi ama sonra o onu terk etti.
- Tom named his boat after his girlfriend, but then she left him.
Mary piyangoyu kazandı ama sonra biletini kaybetti.
- Mary won the lottery, but then she lost her ticket.
köye ulaşıncaya dek beraber yuruduler fakat sonra yolları ayrıldı
- They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged.
Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
- I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
O tek kelime Fransızca söyleyemez ama üstelik bir yerli gibi İngilizce konuşur.
- He can't say one word of French, but then again he speaks English like a native.