Birçok ülkenin uyuşturuculara karşı sıkı yasaları vardır.
- A number of countries have strict laws against drugs.
Soğuk uzuvları uyuşturur.
- Cold numbs the limbs.
Parmaklarım o kadar üşümüş ki onlar uyuşmuş.
- My fingers are so cold they have gone numb.
Tom'un ayaklarını uyuşmuş hissediyordu.
- Tom's feet felt numb.