without fail

listen to the pronunciation of without fail
İngilizce - Türkçe
muhakkak olarak
muhakkak
mutlâka

Seni yarın mutlaka ziyaret edeceğim. - I will visit you tomorrow without fail.

Yarın sabah mutlaka ofise gel. - Come to the office tomorrow morning without fail.

elbette

O elbette kiliseye gelecek. - He will come to the church without fail.

O elbette beni görmeye gelecek. - He'll come to see me without fail.

pek tabi
şüphesiz

O şüphesiz başarılı olacak. - He will succeed without fail.

kesin olarak
surely
emin olarak
surely
kuşkusuz
surely
z. muhakkak: Surely you know each other, don't you? Muhakkak birbirinizi tanıyorsunuz, değil mi?
surely
tabii

Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz. - Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.

surely
muhakkak

Muhakkak birine söyledin. - Surely you told somebody.

Sen bunu bana anlatan ilk kişi değilsin, muhakkak son kişide değilsin. - You're not the first person to tell me that, and surely you're not the last.

surely
umarım
surely
eminim

Uykudan sonra Tom eminim daha iyi bir ruh hali içinde olacaktır. - After sleeping, Tom will surely be in a better mood.

surely
elbette

Elbette ona inanmıyorsun. - Surely you don't believe that.

Elbette, onu kastedemezsiniz. - Surely, you can't mean that.

surely
kesinlikle
surely
tabi
surely
mutlaka
surely
sanırım
surely
kesin olarak
surely
güvenlice
surely
emniyette olarak
surely
emin şekilde/şüphesiz
İngilizce - İngilizce
certainly; by all means; as a matter of importance

You will report to the police every week without fail.

beyond a doubt, for sure; precisely
surely
unfailingly
without fail

    Heceleme

    with·out fail

    Türkçe nasıl söylenir

    wîdhaut feyl

    Telaffuz

    /wəᴛʜˈout ˈfāl/ /wɪðˈaʊt ˈfeɪl/