Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
- Apparently, we'll be getting a raise within two months.
O bir hafta içinde geri dönecek.
- She will be back within a week.
O bir saat içinde geri dönecektir.
- She will return within an hour.
Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
- Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
- These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
- Within hours, many of the other banks had to close.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
Onun külleri burada gömülüdür.
- Her ashes are interred here.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
Gelirine uygun bir şekilde harca.
- Spend within your means.
Gezegenlerin ve onların uydularının resmi isimleri Uluslar arası Astronomi Birliği tarafından kullanılır.
- The official names of planets and their moons are governed by the International Astronomical Union.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
Tom ve Mary'nin birbiriyle çıkmaktan vazgeçtiğini bilmekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested to know that Tom and Mary have quit dating each other.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir.
- This subject is not within the scope of our study.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
- Apparently, we'll be getting a raise within two months.
The Rat lightly stepped into a little boat which the Mole had not observed. It was painted blue outside and white within, and was just the size for two animals; and the Mole's whole heart went out to it at once .
Leave here within three days.
... you are from the question that you submitted, but we have an issue within some of our existing ...
... power of web within you. ...