with you

listen to the pronunciation of with you
İngilizce - Türkçe
sizle
sizinle birlikte
seninle beraber
sizinle beraber
senle
seninle birlikte
seninle

Endişelenme. Ben seninle kalacağım. - Don't worry. I'll stay with you.

Seninle seyahat etmek istiyorum. - I want to travel with you.

sizinle

Sizinle yaşamayı seviyorum. - I love living with you.

Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım. - I am ready to go with you.

with me
yanımda

Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu. - I had an umbrella with me but my friend did not.

Yanımda neredeyse hiç param yok. - I have hardly any money with me.

with me
benimle birlikte
with me
benle
with me
benimle beraber
with me
benim açımdan
with that
bunun üzerine

Bunun üzerine Tom'a yardım edemeyiz. - We can't help Tom with that.

with this
hal böyleyken
with this
hal böyle iken
with this
hemen ardından
with this
bu durum karşısında
with us
bizle
with us
bizimle

Bizimle gelmek ister misiniz? - Do you want to come with us?

Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir? - If God is with us, then who can be against us?

with us
bizimle beraber
with us
bizimle birlikte
with him
onunla

Onunla sinemaya gitmeye çekindim. - I hesitated to go to the movie with him.

Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın. - As long as you are with him, you can't be happy.

with me
benimle

Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor. - Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.

Bu akşam yemekte benimle olmak ister misin? - Would you like to have dinner with me tonight?

with them
onlarla
with her
onu
with his
ile yaptığı
with it
moda
with it
canlı
with it
uyanık
with it
zamane
with it
argo çok moda
with that
onu söyledikten sonra; onu yaptıktan sonra
with this
bununla

Bununla ilgili bir sorun görmüyorum. - I don't see a problem with this.

Hepsi bununla tamamlandı. - All is completed with this.

İngilizce - İngilizce

with you teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

with it
Attentive

Jack is sick today and doesn't really seem with it.

with it
Aware of current trends and fashions
With this
herewith
with it
If someone is not with it, they do not feel alert and therefore fail to understand things. She wasn't really with it. She hadn't taken in the practical consequences
with it
If you say that someone is with it, you mean that they are fashionable or know about new things, especially in culture
with that
therewith
with you

    Türkçe nasıl söylenir

    wîdh yu

    Telaffuz

    /wəᴛʜ ˈyo͞o/ /wɪð ˈjuː/

    Videolar

    ... deal and neither should you, the American people, because the math doesn't add up. ...
    ... you could take something you're going through and speak about it in a different way that ...