Bariyerde biletini göster.
- Show your ticket at the barrier.
Ellerini bir kalıp sabunla yıka.
- Wash your hands with a bar of soap.
O bir kalıp sabun tüketti.
- She used up a bar of soap.
Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
- Aside from him, nobody else came to the party.
Barak Obama dışında bütün Amerika başkanları beyazdı.
- Aside from Barack Obama, all US presidents were white.
Kapıyı sürgüleyip kilitledik.
- We barred the door and locked it.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Tom parmaklıkların arkasında olmalı.
- Tom should be behind bars.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
- Tom spent a few years behind bars.
Winston bir faniydi ama gençlik yıllarında Mars kolonisi Barsoom'a göç etti.
- Winston was an earthborn, but he emigrated to the Martian colony Barsoom in his teenage years.
Sol kolumu zar zor bükebiliyorum.
- I can barely bend my left arm.