with the exception of; but

listen to the pronunciation of with the exception of; but
İngilizce - Türkçe

with the exception of; but teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

except
hariç

Ben hariç herkes şarkı söylüyordu. - Everybody was singing except me.

Pazar günleri hariç her gün çalışırım. - I work every day except for Sundays.

except
{e} -den başka, hariç, dışında. bağ
except
{f} hariç tutmak
except
olmazsa
except
-den başka
except
müstesna
except
meğerki
except
saymamak
except
ayırmak
except
{f} -in dışında tutmak: He excepted Harun from this. Harun'u bunun dışında tuttu
except
ayrı tutmak
except
başka

Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu. - The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.

Tom'un sonuçları kabul etmekten başka seçeneği yoktu. - Tom had no choice except to accept the consequences.

except
fakat

Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı. - I would buy this watch, except it's too expensive.

except
(fiil) hariç tutmak, dışında tutmak, ayırmak, karşı çıkmak, itiraz etmek
except
{f} itiraz etmek
except
conj. haricinde
except
ayrı tut
except
(bağlaç) yoksa, haricinde, olmazsa, başka
İngilizce - İngilizce
except
with the exception of; but