with tar or pitch, or waterproof composition of tallow, resin, etc

listen to the pronunciation of with tar or pitch, or waterproof composition of tallow, resin, etc
İngilizce - Türkçe

with tar or pitch, or waterproof composition of tallow, resin, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pay
{i} ücret

Saatlik ücretin ne kadar? - How much is your hourly pay?

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

pay
{i} ödenek
pay
{f} (paid)
pay
{f} öde

Kredi kartıyla ödeyebilir miyim? - Can I pay with a credit card?

Faturayı ödemediği için suyu kestiler. - They shut his water off because he didn't pay the bill.

pay
karşılığını vermek
pay
maaş

Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir. - The pay is not adequate for a family of six.

Ben kumar için biçilmiş kaftan değilim. Belki sadece şanssızım fakat maaşım için çalışmak daha emin bir şeydir. - I'm not cut out for gambling. Maybe I'm just unlucky, but working for my pay is more of a sure thing.

pay
vergin
pay
yarar sağlamak
pay
ödemek

Ben bir kredi kartı ile ödemek istiyorum. - I would like to pay with a credit card.

Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür. - It is the obligation of every worker to pay taxes.

pay
kâr getirmek
pay
(Askeri) ÖDEME: Bir borcun tasfiyesi
pay
{f} para vermek

Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum. - I don't want to pay through the nose for a hotel room.

pay
{i} bedel

Bedelini ödemek zorundasın. - You have to pay the price.

Birisi bedeli ödemek zorunda. - Someone has to pay the price.

pay
kar getirmek
pay
pay dirt işletme zahmetine değer mi
pay
{i} ödeme

Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim. - I demanded that he should pay.

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor. - Many people worry about paying their bills.

pay
(fiil) ödemek, karşılığını vermek, para vermek, değmek, etmek
İngilizce - İngilizce
pay