with little or no sound; denoting absence of disturbing noise

listen to the pronunciation of with little or no sound; denoting absence of disturbing noise
İngilizce - Türkçe

with little or no sound; denoting absence of disturbing noise teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

quiet
{i} sessizlik

Sadece biraz barış ve sessizlik istiyorum. - I just want some peace and quiet.

Tom'un bütün istediği biraz huzur ve sessizlikti. - All Tom wanted was some peace and quiet.

quiet
{s} sakin

Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum. - I would like to live in the quiet country.

İki kız kardeş çok sakince yaşadılar. - The two sisters lived very quietly.

quiet
{s} sessiz

Biz kırda sessiz bir gün geçirdik. - We spent a quiet day in the country.

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı. - The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.

quiet
(sıfat) sessiz, gürültüsüz, sakin, durgun, huzurlu, huzur veren, dinlendirici, dingin, kuytu, gizli, uslu
quiet
{i} sükunet
quiet
mazlum
quiet
kendi halinde
quiet
{i} asayiş
quiet
sakinlik
quiet
gösterişsiz
quiet
durgun
quiet
sade

Sessiz olmamı istiyorsan, sadece iste. - If you want me to be quiet, just ask.

Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi. - Tom just wanted some peace and quiet.

quiet
{f} dindirmek
quiet
{f} sakinleştirmek
quiet
{s} huzurlu

Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil. - Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.

Tom'dan daha huzurluyuz - We're quieter than Tom.

quiet
{i} hareketsizlik
quiet
{i} rahat, huzur
quiet
sükut
quiet
{s} yumuşak huylu, sessiz, uslu
İngilizce - İngilizce
quiet

I can't hear the music, it is too quiet.

with little or no sound; denoting absence of disturbing noise