with a lot of

listen to the pronunciation of with a lot of
İngilizce - Türkçe

with a lot of teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

a lot of
birçok

Yolda birçok hayvan gördü. - She saw a lot of animals on the road.

Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir. - A lot of English words are derived from Latin.

deep
derin derin

Bob o konuyu derin derin düşündü. - Bob thought deeply about that matter.

Tom Mary'nin gözlerine derin derin baktı. - Tom gazed deeply into Mary's eyes.

deep
deniz

Deniz kendi kendine derinleşecek. - The sea will turn deep by itself.

Derin deniz fobisine sahip misin? - Do you have deep sea phobia?

a lot of
sürüsüne bereket
a lot of
bini bir paraya
deep
kalın
a lot of
bir dünya
a lot of
külli
a lot of
çok

Onun ne de çok kitabı var! - What a lot of books he has!

Ailesini çok endişelendirdi. - He caused his parents a lot of anxiety.

a lot of
niçe-niçe
a lot of
kârlı
deep
karmaşık
deep
anlaşılmaz

Onun romanları benim için çok anlaşılmazdır. - His novels are too deep for me.

deep
{f} derince
deep
yoğun

Yaşamlarımızı büyük sevgiden ve derin kederden daha yoğun bir şekilde yaşamayız. - We never experience our lives more intensely than in great love and deep sorrow.

deep
(duygu) derin
deep
(the ile) deniz
deep
derine inen
a lot of
bir çok

Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı. - Recently, there's been a lot of talk about distance education.

Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun. - You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.

a lot of
çok/pek çok (şey): She bought a lot of books. Çok kitap aldı
with a lot
birçok
deep
alçak
deep
{s} keskin
deep
tok yürekten
deep
{s} tok (ses)
deep
gizli ve geniş planlar
deep
{s} pes

Tom'un pes bir sesi var. - Tom has a deep voice.

deep
{s} yürekten

Onlar ona yürekten hayrandır. - They admire her deeply.

Sana yürekten âşığım. - I'm deeply in love with you.

deep
{s} ağır
deep
{s} şiddetli, ağır
deep
ciddi/boğuk/koyu/derin
İngilizce - İngilizce
deep
A lot of
gobs of

He wants to make gobs of money selling cassettes.

a lot of
very much, very many
with a lot of

    Heceleme

    with a Lot of

    Türkçe nasıl söylenir

    wîdh ı lôt ıv

    Telaffuz

    /wəᴛʜ ə ˈlôt əv/ /wɪð ə ˈlɔːt əv/

    Videolar

    ... >>Taylor Swift: Like, and so there's been a lot of costume stuff going on lately on ...
    ... A lot of us are -- parents came from someplace else, ...