Sen bilgece seçtiğinden emin ol.
- Make sure you choose wisely.
Parayı akıllıca kullanmalısın.
- You have to use the money wisely.
Zamanınızı akıllıca harcayın ve her zaman yeterli zamana sahip olursunuz.
- Spend your time wisely and you'll always have enough of it.
O benden daha bilgedir.
- She is wiser than I am.
O, bilge görünmüyor, değil mi?
- He doesn't appear to be wise, does he?
Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir.
- Who lives without folly is not so wise as he thinks.
O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
- She is older and wiser now.
Yaşlı adam hayat hakkında birçok konuda deneyimli ve bilgili.
- The old man is wise and knows many things about life.
Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha bilgili değildir.
- Old people aren't always wiser than young people.
Yaşlı adam hayat hakkında birçok konuda deneyimli ve bilgili.
- The old man is wise and knows many things about life.
Mantıklı bir seçim yaptın.
- You made a wise choice.
Gerçekten onun mantıklı olduğunu düşünüyor musun?
- Do you really think that's wise?
Akıllıca kullanılırsa, para çok işe yarar.
- If wisely used, money can do much.
O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
- She is very beautiful, and what is more, very wise.
Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
- A wise man would not act in that way.
Geleceğin birçok yolu var - akıllıca seçin.
- The future has many paths - choose wisely.
Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur.
- It is easy to be wise after the event.
İş işten geçince akıllanmak kolaydır.
- It is easy to be wise after the event.
Hiç kimse ukalayı sevmez.
- Nobody likes a wise guy.
They were considered the wise old men of the administration.
Don't get wise with me!.
Made for a sign of Lust.
After Mo had a word with him, he wised up.
... wisely and if economic and medial progress continues, you have at least that good a chance ...
... third, it is the means to intervene more wisely and more effectively in the real world to ...