Mary'nin kıçını temizlemek için bir rulo tuvalet kağıdına ihtiyacı var.
- Mary needs a whole roll of toilet paper to wipe her ass clean.
Camımdaki karı temizlemek için cam sileceğimi kullandım.
- I used my windshield wiper to clean the snow on my window.
Tom, Mary'nin elini tuttu ve gözyaşlarını silmesi için mendilini ona verdi.
- Tom held Mary's hand and gave her tissues to wipe her tears.
Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
- She used a damp rag to wipe off the dust.
Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
- She used a damp rag to wipe off the dust.
Ben pantolonumdaki kiri süpürdüm.
- I wiped the dirt off my pants.
Lütfen masanın tozunu siler misin?
- Will you please wipe the dust off the table?
Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
- Mayuko wiped a table with a cloth.
So they passed through the Palace Gates and were led into a big room with a green carpet and lovely green furniture set with emeralds. The soldier made them all wipe their feet upon a green mat before entering this room, and when they were seated he said politely.