Kazanan kendini oldukça iyi hissediyor.
- Winning feels pretty good.
Biz kazanan olmalıyız.
- We should be winning.
Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor.
- Finding a decent man is more difficult than winning a lottery.
O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
- That team has little, if any, chance of winning.
Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor.
- Finding a decent man is more difficult than winning a lottery.
Kazanmak önemli olan tek şey değildir.
- Winning isn't the only thing that matters.
Eder kazandıran golü attı.
- Eder scored the winning goal.
Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz.
- We could buy a nice house with our winnings.
Eder galibiyet golünü attı.
- Eder scored the winning goal.
Tom galibiyet golünü attı.
- Tom scored the winning goal.
She has the winningest smile.
In just a few short years, Don Shula turned the Dolphins from a laughingstock expansion team into an NFL dynasty. He then went on to become the winningest coach in NFL history.