Onlar fetihle bölgelerini genişletti.
- They extended their territory by conquest.
Saflık gençliği genişletti.
- Chastity extended the youth.
O, sağ kolunu uzattı.
- He extended his right arm.
Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.
- The mother extended her hand to her baby, smiling brightly.
Asla genişletilmiş garantiler almayın.
- Never buy extended warranties.
DVD silinmiş ve genişletilmiş sahneler içeriyor.
- The DVD contains deleted and extended scenes.
Kiralama süresi kararlaştırılan süreden daha uzun ise, bir orantılı kira hesaplanacaktır.
- If the rental period is extended beyond the agreed period, it shall be calculated a prorated rent.