wide-open teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- kocaman açılmış
- açık
- sonuna kadar açık
Evlenmeden önce gözlerinizi sonuna kadar açık tutun ve daha sonra yarı kapalı tutun.
-Keep your eyes wide open before marriage and half shut afterwards.
Arka kapı sonuna kadar açık.
-The back door's wide open.
- apaçık
Tom'un gözleri apaçık.
-Tom's eyes are wide open.
Kapıyı apaçık buldum.
-I found the door wide open.
- be wide open
- belermek
- being wide open
- apaçıklık
- to be wide open
- belermek
- wide open
- (Meteoroloji) geniş açık
- wide open
- belermek
- wide open throttle
- (Otomotiv) tam açık boğaz
- wide open throttle
- (Otomotiv) tam gaz
- gaping
- {f} ağzını açık tut
- yawning
- {i} boşluk
- yawning
- {f} esne
Bir toplantıda esnemek kibar değil.
-Yawning in a meeting is not polite.
Tom esnemesini durduramadı.
-Tom couldn't stop yawning.
- gaping
- ağzı açık
- have so.'s eyes wide open
- olduk. 'gözleri açık geniş s
- wide open
- açık geniş
- wide open
- Sonuna kadar açık, ardına kadar açık: "Who left the door wide open?"
- wide open
- Kanunları gevşek: "A wide-open frontier town."
- yawning
- esneyerek
- gaping
- {s} şaşkın
- gaping
- {s} açık
- gaping
- {s} çok aralık
- wide open
- hoşgörülü
- wide open
- rakipsiz
- wide open
- açık
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
-Keep your eyes wide open!
Kapı sonuna kadar açıktı.
-The door was wide open.
- wide open
- kanunları gevşek
- wideopen
- ardına kadar açık
- wideopen
- kanun bakımından gevşek
- yawning
- {i} esneme
Kendimi esnemekten alamadım.
-I couldn't help yawning.
Kendimi esnemekten alamadım.
-I couldn't keep myself from yawning.
- yawning
- esneyen
- yawning
- boşluk
- yawning
- genişleyen
- yawning
- (isim) esneme
- yawning
- büyüyen
İlgili Terimler
wide-open teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- open wide; "left the doors wide-open
- {s} gaping
- unsettled or unresolved
The fate of the loan sailor is still wide open.
- of the situation at the beginning of trading when there is a large spread between bid and ask prices
- Having no laws or law enforcement
It was a wide open frontier town before the railroad came.
- completely open
It was a bright, sunny morning, and the windows stood wide open.
- vulnerable or unprotected
He left himself wide open to criticism.
- gaping
- yawning
- open fully, open to a large extent
wide-open teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- fincan gibi wide open, bulging
- (eyes)