Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Arkadaşım Korece çalışıyor.
- My friend studies Korean.
Batman, Robin ile arkadaştır.
- Batman is friends with Robin.
O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
- He is not a friend, but an acquaintance.
Japonların tanıdıklarına karşı çok cana yakın oldukları ve tanımadıklarına çok ilgisiz oldukları söyleniyor.
- It is said that the Japanese are very friendly to those that they know, and very indifferent to those they don't.
Adanın sakinleri cana yakındır.
- The inhabitants of the island are friendly.
Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu.
- Tom didn't expect Mary to be so friendly.
Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
- I have a lot of friends to support me mentally.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to help a friend.
Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.
- He had no friend to help him.