Gemi keskin bir düdükle limandan ayrıldı.
- With a piercing whistle, the ship sailed from the port.
Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.
- On hearing the whistle, they started at full speed.
Birinin ıslık çaldığını duydum.
- I heard someone whistle.
O yürürken ıslık çaldı.
- He whistled as he walked.
Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.
- On hearing the whistle, they started at full speed.
O yürürken ıslık çaldı.
- He whistled as he walked.
Birinin ıslık çaldığını duydum.
- I heard someone whistle.
I need a new phone, but I don’t want all those fancy bells and whistles on it!.
A bullet whistled past.
We soldiers changed into our No.1 dress uniforms, Sid into his best whistle and we set off for the church.