Şimdi nereye gidiyorlar?
- Where are they going to right now?
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your father went?
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Britney Spears nerede?
- Where is Britney Spears?
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
- We anticipated where the enemy would attack.
Nereden iyi bir vergi avukatı bulabilirim?
- Where can I get hold of a good tax lawyer?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.
- I can take a nap wherever.
Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.
- We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs.
Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.
- One's point of view depends on the point where one sits.
Bu kuralın geçerli olmadığı bazı durumlar vardır.
- There are some cases where this rule does not apply.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
O nereye giderse etrafında mutluluk yayar.
- He radiates happiness around wherever he goes.
Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
- Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
Nereye gidersen git, nereden geldiğini unutma.
- Wherever you go, don't forget where you came from.
Tom nerede isterse yiyebilir.
- Tom may eat wherever he wants to.
O her nereye gitse, köpek onu izledi.
- The dog followed him wherever he went.
Her nereye istersen gidebilirsin.
- You can go wherever you want to go.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
- I take my camera with me wherever I go.
Their job is to go where they are called.
I'll follow you wherever you go.
- I will follow you wherever you go.
You may do that wherever you want.
- You may do that wherever you want to.
Add quotations wherever they are needed.
Wherever have you been, all my life?.
You can sit wherever you like.
... us wherever we are. ...
... thing. And that is parents. We need moms and dads, helping to raise kids. Wherever possible ...