Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
- Are you a teacher or a student here?
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I've brought you a little something.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
İstasyona giderken ben seni geçtim.
- I can beat you to the station.
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
İçmek için size ne alabilirim?
- What can I get you for drinking?