Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
- I like to take things apart to see what makes them tick.
Önemli olan ne okuduğun değil onu nasıl okuduğundur.
- It is not what you read but how you read it that counts.
Neyin doğru olduğuna inandığını açıkça söyleme cesaretine sahip olmalısın.
- You ought to have the courage to speak out what you believe to be right.
Neyin doğru olmadığını asla söylemem.
- I never say what is not true.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Hangi meyve sularınız var?
- What fruit juices do you have?
Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.
- The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.
Kahvaltı neleri kapsıyor?
- What does breakfast include?
what! reallly.
Bu akşam içki içmeye gidelim mi, ne dersiniz?
- What about going out for a drink this evening?
Bu elbiseye ne dersiniz?
- What about this dress?
Ya sen? Sen de portakal suyu alır mısın?
- What about you? Will you have orange juice, too?
Onu hiç anlayamıyorum, peki ya sen?
- I couldn't understand him at all. What about you?
Başka ne bilmek istersin?
- What else would you like to know?
Başka ne yapabilirdim?
- What else could I have done?
O geç gelirse ne yapmalıyız?
- What if he should happen to come late?
Ev bizim için çok büyük, bunun da ötesinde o çok pahalı.
- The house is too big for us, and what is more, it is too expensive.
O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.
- He is a great statesman, and what is more a great scholar.
Ne çeşit bir insan olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of person do you think I am?
Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of woman do you think I am?
Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?
- Can you please tell me what time the train leaves?
Ne zaman açıyorsunuz?
- What time do you open?
What on earth is it?.
Ne yazık ki o bana daha önce söylemedi.
- What a pity that she didn't tell me earlier.
Ne yazık! O iyi bir profesördü. Huzur içinde yatsın.
- What a pity! He was a good professor. May he rest in peace.
Bir yemek için çıkmaya ne dersin?
- What about going out for a meal?
Önümüzdeki Pazara ne dersin?
- What about next Sunday?
ne tür müzikleri seversin?.
O, ne tür bir oyundur?
- What kind of play is it?
Müzikten bahsetmişken, ne tür müzik seversiniz?
- Talking of music, what kind of music do you like?
Allah kahretsin, onların derdi ne?
- God damn it, what the hell is wrong with them?
Allah kahretsin, senin derdin ne?
- God damn it, what the hell is wrong with you?
Andrea'nın bunu erken bırakması ne ayıp.
- What a shame that Andrea left this early.
Andrea'nın bunu erken bırakması ne ayıp.
- What a shame that Andrea left this early.
Ne için ikinci bir bisiklete ihtiyacın var? Onu bana ver!
- What for do you need a second bicycle? Give it to me!
Bana ne olduğunu tahmin etsene!
- Guess what happened to me.
Ne olduğunu biliyor musun?
- Do you know what happened?
Bu ne biçim bir soru? Gerçekten onu cevaplamamı bekliyor musun?
- What kind of question is that? Do you really expect me to answer that?
Sen ne biçim bir adamsın?
- What kind of man are you?
You told them what?.
That’s her; that’s the thing what has stole his heart from me.
He knows what he wants.
What a talent!.
What a beautiful day!.
and so they rode fresshly with grete royalte, what by water and what by land, tyl that they came nyghe vnto london.
What ho, Frobisher!.
It's rather late, what?.
What with singing and joking, the time passed quickly.
It’s a nice day, what? (sometimes repeated, e.g.: What-what?).
What a pity you can't attend our party tonight.
A: Do you like football? B:No A: What about basketball?.
You're obviously having a good time, but what about me?.
What about going to a restaurant tonight?.
What about the second goal!.
When your dad gets home, he'll give you what for.
Ow! What did you do that for?.
What if we could learn to get along? What would happen then?.
What if we arrange it for 9:00 instead of 10:00?.
I've done it wrong, and what's more I don't care.
It’s expensive, but what the hell, you only live once.
What the hell is going on?.
I was supposed to be working this evening but what the hell; I'll see you in the pub in half an hour.