Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.
- This kind of shoe is apt to slip on wet ground.
Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Senin ayaklarını ıslatmaktan korkma.
- Don't be afraid to get your feet wet.
Tom ayaklarını ıslatmaktan nefret eder.
- Tom hates to get his feet wet.
Bu çim üstüne oturmak için çok yaş.
- This grass is too wet to sit on.
Ben on yaşına kadar yatağı ıslatırdım.
- I wet the bed until I was ten years old.
Kedim yalnızca sulu yemek yer.
- My cat only eats wet food.
Tropikal yağmur ormanları hemen hemen her zaman sıcak ve nemli olan ekvator yakınında yer alırlar.
- Tropical rainforests are located near the equator, where it's almost always warm and wet.
Öğleden sonra hava nemli ve sisli oldu.
- In the afternoon the weather became wet and foggy.
Bu yağışlı havadan usandım.
- I'm fed up with this wet weather.
Seattle çok yağışlı bir iklime sahiptir.
- Seattle has a very wet climate.
Ben on yaşına kadar yatağı ıslatırdım.
- I wet the bed until I was ten years old.
Havlusunu suyla ıslattı.
- He wetted his towel with water.
Yol yağmurdan ıslaktı.
- The road was wet from the rain.
Sağanak yağmur nedeniyle tamamen ıslandım. Arabanla gelip beni alır mısın?
- I'm completely wet because of the heavy rain. Will you come and pick me up with your car?
İyi ki kimse ıslanmadı.
- Luckily nobody got wet.
Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz.
- No one can dry another's tears without wetting his own hands.
Bugün yağmurlu olacak mı?
- Will there be wet weather today?
I went out in the rain and now my clothes are all wet.
The wet states would be the greatest beneficiaries because the amendment would root out the liquor traffic within their cities.
That guy's wet; after all, he just started yesterday.
He got me all wet.
It’s going to be wet tomorrow.
Johnny wets the bed several times a week.
Water is wet.
Don't be so wet.