Tom sürücü belgesini almak için sürücü testinde yeterince iyi yapamadı.
- Tom didn't do well enough on the driver's test to get a driver's license.
O yeterince iyi okuyabilir.
- He can read well enough.
O, şimdi çalışmak için yeterince iyidir.
- She is now well enough to work.
John, bugün okula gitmek için yeteri kadar iyi değildir.
- John isn't well enough to go to school today.
eğer basitçe açıklayamıyorsan, onu iyice anlayamamışsın.
- If you can't explain it simply, you don't understand it well enough.
We should have left well enough alone when we had it working the first time.
... And he's feeling well enough to harvest the vegetables, so ...