İçmem ama senin yüzünden sarhoşum.
- Ich trinke nicht, aber wegen dir bin ich betrunken.
Senin yüzünden herkesin önünde rezil oldum.
- Wegen dir wurde ich vor allen gedemütigt.
Posta grev yüzünden ertelendi.
- The mail is delayed because of the strike.
Yağmur yüzünden gelemedim.
- I couldn't come because of the rain.
Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
Bogdan Tanjević kolon kanseri nedeniyle istifa edecek.
- Bogdan Tanjević will resign because of colon cancer.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
O, kardan dolayı geç kaldı.
- He was late because of the snow.
We can't sleep because of the noise.
- Wir können wegen des Lärms nicht schlafen.
Because of the thick fog, the street was hard to see.
- Wegen des dichten Nebels wurde die Straße schwer erkennbar.
He was excused by reason of his age.
- Ihm wurde wegen seines Alters verziehen.