Zayıflıklarının üstesinden gelmek zor değil.
- It isn't hard to overcome your weaknesses.
İnsanların zayıflıklarını istismar etmeye son vermeni istiyorum.
- I want you to stop preying on people's weaknesses.
İnsan zaafına müsamaha göstermek zorundasın.
- You have to allow for human weakness.
Biz inanılmaz bir güçsüzlük durumundaydık.
- We were in a state of incredible weakness.
Tom kendini kaldırmak için çok cılız.
- Tom is too weak to lift himself.
Calhoun konuşmasını okuyamayacak kadar çok cılızdı.
- Calhoun was too weak to read his speech.
Dizlerimde halsizlik hissettim.
- I felt weak in the knees.
Bugün biraz güçsüz hissediyorum.
- I feel a little weak today.
Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.
- Eric who was a weak prince issued a bad coinage which excited great discontent among the Danes.
O,İngilizcede zayıftır.
- He is weak in English.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Kahvemi hafif severim.
- I like my coffee weak.
Kahvemi hafif istiyorum.
- I'd like my coffee weak.
Ann'in çikolataya zafiyeti var.
- Ann has a weakness for chocolate.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Açık kahveyi tercih ederim.
- I prefer weak coffee.
Tom açıkçası hâlâ çok zayıf.
- Tom is obviously still very weak.
Zzengin veya fakir her ulusun kendi güçlü ve zayıf yönleri vardır.
- Every nation, rich or poor, has its strengths and weaknesses.
Zayıf yönlerimiz açığa çıkarıldı.
- Our weaknesses were exposed.
İnsan zaafına müsamaha göstermek zorundasın.
- You have to allow for human weakness.
Hastalık, organizmanızı zayıf düşürdü.
- The sickness has weakened your organism.
Onun çiçek hastalığının zayıf evresini geçirdiğini söylediler.
- They said he had a weak form of smallpox.
His inability to speak in front of an audience was his weakness.
She is an athlete who has a weakness for chocolate.
In a small number of horses, muscle weakness may progress to paralysis.
This place is weak.
We were served stale bread and weak tea.
... taking advantage of a moment of weakness of the young woman empire ...