Onun işi arabaları yıkamaktır.
- His work is washing cars.
Bulaşık yıkamada bana yardımcı olabilir misin?
- Can you help me with the washing up?
Bu elbiseler kirli ve yıkanmaya ihtiyacı var.
- These clothes are dirty and need washing.
Zemin o kadar kirli ki yıkanması gerekir.
- The floor is so dirty that It requires washing.
Tom bulaşık yıkamayı sevmez.
- Tom doesn't like washing dishes.
Bulaşık yıkamada bana yardımcı olabilir misin?
- Can you help me with the washing up?
Çamaşır yıkamak benim işimdir.
- Washing clothes is my work.
Evde çamaşır makinem yok ve bu yüzden çamaşır yıkamak için çamaşır odasına gitmek zorundayım.
- I don't have a washing machine at home, and so I have to go to the washing room in order to do the laundry.
Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.
- Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.
Evde bir çamaşır makinesi var mı ?
- Is there a washing machine in the house?
O, her zaman bulaşık yıkamaktan kaytarırdı.
- She always got out of washing-up.
Eğer bulaşık yıkamak için gücün yoksa, bir bulaşık makinesi al.
- If you haven't the energy to do the washing up, get a dishwasher.