wary, scrupulous, watchful, prudent

listen to the pronunciation of wary, scrupulous, watchful, prudent
İngilizce - Türkçe

wary, scrupulous, watchful, prudent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

cautious
{s} ihtiyatlı

Tom son derece ihtiyatlı. - Tom is extremely cautious.

Biz yeterince ihtiyatlı değildik. - We weren't cautious enough.

cautious
{s} tedbirli

Biz tedbirli davranıyoruz. - We're being cautious.

Biz sadece tedbirli davranıyoruz. - We're just being cautious.

cautious
müdebbir
cautious
dikkatli

Caddeyi geçerken dikkatli ol. - Be cautious when you cross the street.

Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli. - As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.

cautious
önemli
cautious
sakıngan

Yeni bir şey denemeyecek kadar sakıngan. - He is too cautious to try anything new.

cautious
{s} sakınan
cautious
cautiously ihtiyatla cautiousness ihtiyatlılık
İngilizce - İngilizce
{a} cautious
wary, scrupulous, watchful, prudent