warning

listen to the pronunciation of warning
İngilizce - Türkçe
ihtar
ikaz
uyarı

Fakat onun uyarısını ihmal edemem. - I cannot, however, neglect his warning.

Keşke uyarılarını dinleseydim. - I wish I had listened to your warnings.

(Askeri) haber verme ve ikaz
(Askeri,Teknik) ikaz etme
(Bilgisayar) uyarısı

Tom Mary'nin uyarısına dikkat etmedi. - Tom paid no attention to Mary's warning.

Tom Mary'nin uyarısına aldırmadı. - Tom ignored Mary's warning.

(Kanun) işar

Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi. - Tom failed to heed warning signs.

uyararak
uyan
ibret
tembih
{i} ihbar
{i} öğüt
{i} uyarma

Polis onu uyarmadan serbest bıraktı. - The policeman let him off with a warning.

{i} ibret: Let this be a warning to you. Bu sana ibret olsun
{i} nasihat
{f} uyar: prep.uyararak,uyarı
{s} uyarıcı

Tom Mary'ye uyarıcı bir görüntü verdi. - Tom gave Mary a warning look.

{i} ihtarname
(Askeri) HABER VERME VE İKAZ; İHTAR; İHBAR
dikkat

Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi. - No attention was paid to his warning.

Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi. - Tom failed to heed warning signs.

alarm
uyartı
warning devices
(Otomotiv) uyarı cihazları
warning label
uyarı etiketi
warning lamp
ikaz lambası
warning lamp
uyarı lambası
warning lights
(Otomotiv) ikaz lambaları
warning lights
uyarı ışıkları
warning message
(Bilgisayar) uyarma iletisi
warning net
(Askeri) ikaz çevrimi
warning net
(Askeri) haber verme ve ikaz çevrimi
warning order
(Askeri) ikaz emri
warning sign
ıkaz levhası
warning sign
uyarı levhası
warning signs
uyarı işaretleri
warning system
(Askeri) haber verme ve ikaz sistemi
warning system
uyarı sistemi
warning up
uyarma
warning bell
uyarı zili
warning light
uyarı lambası
warning of attack
taaruz alarmı
warning of war
savaş uyarısı
warning signal
uyarı sinyali
warning beep
uyarı sesi
warning current
ikaz akımı
warning flag
bayrak uyarısı
warning indicator
göstergesi uyarı
warning message
uyarı iletisi
warning shot
uyarı
warning and display terminal
(Askeri) uyarı ve görüntü terminali
warning area
(Askeri) İKAZ BÖLGESİ: Bak. "danger area"
warning area
(Askeri) İkaz bölgesi
warning beep
Sesli uyarı sinyali
warning bell
uyarma zili
warning buzzers
(Otomotiv) sesli uyarı cihazları
warning counter
(Bilgisayar) uyarı sayacı
warning device
uyarı aygıtı
warning device
uyarı veya ikaz cihazı
warning district
(Askeri) HAVA AKINI HABER VERME VE İKAZ MINTIKASI: Bak. "air-raid warning district"
warning flag
(Askeri) uyarı flaması
warning flare
uyarı ışığı
warning flasher
uyarı flaşörü
warning horn
ikaz kornası
warning horn
(Havacılık) iniş takımı uyarı kornası
warning light
uyarı ışığı
warning light
alarm ışığı
warning light
ikaz lâmbası
warning net
(Askeri) İKAZ ÇEVİRİMİ: İlgili tüm komutanlıklara düşman intikali veya faaliyetleriyle ilgili uyarı bilgilerini iletmek amacıyla oluşturulan bir muhabere sistemi
warning notice
uyarı notu
warning order
(Askeri) ÖN EMİR; İKAZ EMRİ: Müteakip bir emir veya faaliyet hakkındaki ön bilgi. Bu emir, astlara gerekli plan ve hazırlıkları yapmaları için zaman kazandırma maksadıyla verilir
warning order
(Askeri) uyarı emri
warning order
(Askeri) Ön emir
warning plate
uyarı plakası
warning red
(Askeri) kırmızı alarm
warning red
(Askeri) hava savunma ikaz durumları
warning red
(Askeri) Bak. "air defence warning conditions"
warning service
(Askeri) haber verme ve ikaz hizmeti
warning signal
uyarı imi
warning signal
ikaz işareti
warning signal
(Askeri) İKAZ İŞARETİ: Düşmanın yaklaştığını veya mevcudiyetini bildirmek için verilen, önceden kazandırılmış herhangi bir işaret
warning signal
uyan sinyali
warning sing
uyarı imi
warning sing
uyarı işareti
warning sing
ikaz işareti
warning sings
ikaz işaretleri
warning sings
ihtar işaretleri
warning sings
uyarı imleri
warning strike
uyarı grevi
warning switch
uyarı sivici
warning system
(Askeri) HABER VERME VE İKAZ SİSTEMİ; HABERLEŞME VE İKAZ HİZMETİ: Düşmanın kara, deniz veya havadan yapacağı taarruzları önceden haber vermek veya bu sisteme mensup kimseleri, bunlara karşı yapılan hücumlardan haberdar etmek maksadıyla, askeri veya sivil teşkiller tarafından görme, işitme suretiyle veya elektrikli cihazlarla alınan savunma tedbirleri veya bu hususta yapılan hizmet
warning system
(Askeri) İkaz sistemi
warning triangle
uyarı reflektörü
warning unit
uyarı ünitesi
warning valve
uyarı valfi
warning white
(Askeri) Bak. "air defence warning conditions"
warning yellow
(Askeri) Bak. "air defence warning conditions"
warning yellow
(Askeri) sarı alarm
washer fluid level warning light
yıkama sıvısı seviyesi uyarı ışığı
warn
uyarmak

Biz herkesi tehlikeyle ilgili uyarmak için bağırdık. - We shouted in order to warn everyone of the danger.

Tom'u uyarmak zorundayız. - We've got to warn Tom.

warn
{f} tembih etmek
warn
{f} öğütlemek
warn
ikaz etmek
airborne early warning
(Askeri) havadan erken ihbar
bomb warning
bomba ihbarı
conflict warning
(Bilgisayar) çakışma uyarısı
final warning
(Bilgisayar) son uyarı

Sana son uyarımı veriyorum. - I'm giving you my final warning.

Bu son uyarın olacak. - That will be your final warning.

flood warning
(Coğrafya) taşkın uyarısı
hazard warning
flaşör
ignore the warning
uyarıya önem vermemek
ignore the warning
uyarıya kulak asmamak
ignore the warning
uyarıyı ciddiye almamak
import warning
(Bilgisayar) alma uyarısı
issue a warning
uyarı yayınlamak
mount kit warning flasher
montaj kiti uyarı flaşörü
region warning
(Bilgisayar) bölge uyarısı
resource conflict warning
(Bilgisayar) kaynak çakışma uyarısı
sort warning
(Bilgisayar) sıralama uyarısı
storm warning
(Denizbilim,Meteoroloji) fırtına ihbarı
warn
uyarıda bulunmak

Sana bir uyarıda bulunmak için seninle görüşmek zorunda kaldım. - I had to see you to give you a warning.

warn
ihtar vermek
written warning
(Kanun,Politika, Siyaset) ihtarname
warn
haber vermek
airborne early warning
havadan erken uyarı
aural warning
sesli uyarı
automatic warning system
otomatik uyarı sistemi
early warning
erken uyarı
early warning radar
erken uyarı radarı
microwave early warning
mikrodalga erken uyarı sistemi
strategic warning
stratejik uyarı
tactical warning
taktikli uyarı
warn
uyar

Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir. - A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.

Keşke uyarılarını dinleseydim. - I wish I had listened to your warnings.

warn
{f} ihtar etmek
A chance comes without warning
(Atasözü) Fırsat bir rüzgardır ki bilinmez nereden eser
a class warning
Birinci sınıf uyarı
advance warning
önceden uyarı
coolant level warning light
Soğutma suyu seviyesi uyarı ışığı
fire warning shot
havaya ateş açmak
flooding warning
su baskını uyarısı
health warning
sağlık uyarısı
low washer fluid warning light
düşük yıkama sıvısı ikaz lambası
storm warning
fırtına ihbarı/uyarısı
warnings
uyarılar

O bütün uyarılarımı göz ardı etti. - She ignored all my warnings.

Keşke uyarılarını dinleseydim. - I wish I had listened to your warnings.

wild animals warning
vahşi hayvan geçebilir
without warning
bir uyarı olmaksızın, habersiz, habersizce
Airborne Warning and Control System
(Askeri) Havadan İhbar ve Uyarı Sistemi
Missile Warning Center (NORAD)
(Askeri) füze ikaz sistemi (Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı (NORAD))
North Atlantic Treaty Organization (NATO) Airborne Early Warning and Control Pro
(Askeri) NATO Hava İndirme Erken Uyarı Ve Kontrol Programı Yönetim Teşkilatı
adequate warning time
(Havacılık) yeterli uyarı zamanı
advance warning
ön alarm
air alert warning
(Askeri) HAVA ALARMI İKAZI: Düşman tayyareleri veya füzelerinin yaklaşmasını, telsiz veya diğer seri haberleşme vasıtalarından biriyle bildirme. Ayrıca bakınız: "air raid alert warning"
air defence early warning
(Askeri) HAVA SAVUNMA ERKEN HABERLEŞME VE İKAZI: Elektronik ve görme vasıtalarıyla tespit edilmiş havadaki düşman silahları ve silah taşıyıcılarının yaklaşmalarını erken haber verme sistemi
air defence early warning station
(Askeri) HAVA SAVUNMA ERKEN HABER VERME VE İKAZ İSTASYONU: Düşman hava araçları ve füzelerinin yaklaşmasını keşfedecek ve haber verecek şekilde kurulmuş ve teçhiz edilmiş bir tesis
air defence warning red
(Askeri) KIRMIZI HAVA SAVUNMA İKAZI: Düşman uçak ve/veya füze saldırısı beklenmekte veya yaklaşmaktadır. Bu, düşman uçak ve/veya füzelerinin hava savunma bölgesi/mıntıkası içinde olduğu veya bu bölgenin çok yakınında olup büyük bir ihtimalle buraya gireceği anlamına gelmektedir
air defence warning yellow
(Askeri) SARI HAVA SAVUNMA İKAZI: Düşman uçak ve/veya füze taarruzu muhtemeldir. Bu düşman uçak ve/veya füzelerinin hava savunma bölgesi/mıntıkasına doğru yolda oldukları veya düşman olmasından şüphe edilen uçak ve/veya füzelerin hava savunma bölgesi/mıntıkasına doğru yolda veya bu bölgenin içinde oldukları anlamına gelir
air defense warning conditions
(Askeri) HAVA SAVUNMA İKAZ DURUMLARI: Aşağıdaki renklerle belirtilen hava akını yapılma ihtimali. Burada bahsedilen hava savunma bölgesi/mıntıkası kullanım şekline göre seyir halindeki ve/veya ileri bölgelere intikal etmiş kuvvet ve birlikleri içine alabilir
air defense warning net
(Askeri) HAVA SAVUNMA İKAZ ÇEVİRİMİ: Hava taarruzlarının haber verilmesini temin eden bir muhabere sistemi
air defense warning white
(Askeri) BEYAZ HAVA SAVUNMA İKAZI: Düşman uçak ve/veya füzelerinin taarruz ihtimali yoktur. Kırmızı veya sarı hava savunma uyarısından önce yada sonra ilan edilebilir. Başlangıçta bir hava savunma acil durumu ilan edilmesi hava trafiği kontrol güvenliği açısından otomatikman sarı veya kırmızı hava savunma durumunun ilanı anlamına gelir
air raid alert warning
(Askeri) HAVA AKINI ALARM İKAZI: Düşman hava araçları veya füzelerinin yaklaşmasını, telsiz veya diğer seri muhabere vasıtalarıyla haber verme
air raid warning
hava saldırısı uyarısı
air raid warning
hava taarruzu alârmı
air raid warning condition
(Askeri) HAVA AKINI HABER VERME VE İKAZ DURUMU: Hava akını olasılık derecesi. Bu derece, aşağıda gösterilen renklerle belirtilir: (a) flash blue mavi ışık; muhtemel hava taarruzu; civarda teşhis edilemeyen hava araçları. {b) flash red kırmızı ışık; çok yakın hava taarruzu; civarda düşman hava araçları. (c) flash white beyaz ışık; tehlike geçti; hava araçlarının dost oldukları anlaşıldı; düşman hava araçları artık yakınlarda değil
air raid warning district
(Askeri) HAVA AKINI İKAZ MINTIKASI: Hava haber verme ve ikaz hizmetinde, bir hava savunma bölgesinin tali bir bölümü. Buna sadece "warning district" de denir
air raid warning system
(Askeri) HAVA AKINI İKAZ SİSTEMİ: Bak. "aircraft warning service"
air warning
hava tehlike alârmı
air warning
(Askeri) HAVA İKAZI: Bak. "aircraft warning"
air warning net
(Askeri) HAVA İKAZI ÇEVRİMİ: Hava taarruzlarına karşı tesis edilmiş hava ikazı telsiz istasyonları çevirimi
airborne early warning
(Askeri) HAVA ERKEN İHBARI: Düşman hava veya kara birliklerinin, havadaki bir araçta bulunan radar ve diğer cihazlarla saptanıp dost birliklere uyarı gönderilmesi
airborne early warning and control
(Askeri) HAVADAN ERKEN İHBAR VE KONTROL: Silah kontrolü için arama ve yükseklik bulucu radar ve muhabere cihazlarıyla donatılmış hava erken uyarı araçları tarafından sağlanan gözetleme ve kontrol
airborne early warning and control
(Askeri) havadan erken ihbar ve kontrol
airborne early warning set
(Askeri) havadan ikaz radarı
airborne early warning set
(Askeri) HAVADAN İKAZ RADARI: Uzak mesafeden araştırma ve tanımayı temin eden ve radar işaretlerini kara veya gemideki bir istasyona nakleden hava aracı
airborne early warning; air expeditionary wing
(Askeri) havadan erken ihbar; hava seferi birliği
airborne warning and control
(Askeri) havadan ihbar ve kontrol
aircraft control and warning system
(Askeri) UÇAK KONTROL VE İKAZ SİSTEMİ: Uçağın hareketini kontrol etmek ve bildirmek üzere kurulmuş bir sistem. Bu sistem gözetleme imkanlarını (radar, pasif elektronik, görsel ve diğer araçlar), kontrol merkezini ve gerekli muhabere araçlarını içine alır
aircraft warning
(Askeri) hava ikazı
aircraft warning filterer
(Askeri) TAYYARE İKAZ KIYMETLENDİRMESİ: Tayyare işaretleyicisi tarafından bir harita üzerine işlenmiş bilgileri, harekat üssüne göndermeden önce inceleyen, yorumlayıp kıymetlendiren şahıs
aircraft warning officer
(Askeri) TAYYARE İKAZ SUBAYI: Bir birlik veya bölgenin hava haber verme ve ikaz hizmetine atanan ve haber verme ve ikaz tesisleri ile bu tesislere ait teçhizatın çalışmasını ve bakımını idare eden subay
aircraft warning plotter
(Askeri) TAYYARE İKAZ İŞARETLEYİCİSİ: Bak "aircraft plotter"
aircraft warning service
(Askeri) TAYYARE İKAZ HİZMETİ: Tayyarelerin hareketlerini bildirmek üzere kurulmuş hava haber verme ve ikaz düzeni. Tayyare haber verme ve ikaz hizmeti; gözetleme tesislerinden, süzme merkezlerinden ve gerekli muhabere vasıtalarından ibarettir
aircraft warning service filter area
(Askeri) TAYYARE İKAZ HİZMETİ SÜZME BÖLGESİ: Bak. "filter area"
aircraft warning teller
(Askeri) HAVA HABER VERME VE İKAZ HABERCİSİ: Hava haritaları üzerindeki bilgileri yorumlayıp elde ettiği sonuçları işaretleyicilere telefonla bildiren şahıs
airspace warning area
(Askeri) HAVA İKAZ BÖLGESİ: Uluslararası sularda veya bunların üzerinde uçaklar için muhtemel bir tehlike teşkil edecek faaliyetlerin mevcut bulunacağı saha
ballistic missile early warning system
(Askeri) BALİSTİK FÜZE ERKEN İHBAR SİSTEMİ: Düşmanın kıtalararası balistik füze taarruzunu tespit eden ve erken ikaz sağlayan bir elektronik sistem
ballistic missile early warning system
(Askeri) balistik füze erken ihbar sistemi
buzzer for beet warning
(Otomotiv) emniyet kemeri sesli ikaz
collision warning radar
(Havacılık) çarpışma ikaz radarı
confined space warning sign
kapalı alan uyarı levhası
copyright warning
(Bilgisayar) telif hakkı uyarısı
disease warning
hastalık ihbarı
disk conflict warning
(Bilgisayar) disk çakışması uyarısı
disobeying stop warning
(Politika, Siyaset) dur ihtarına uymama
distant early warning line
(Askeri) UZAKTAN ERKEN HABER VERME VE İKAZ HATTI (HV.): Kuzey Amerika kıtası 70 nci paralel çizgisi civarında radar istasyonlarından meydana gelmiş bir savunma hattı
dual warning phenomenology
(Askeri) ÇİFT UYARI SİSTEMİ: Gerçek olmayan veya aldatıcı raporlara, daha az şüpheli olurken güvenilirlik kazanmak için aynı olaylarla ilgili değişik fiziksel olayları gözleyen 2 sistemden çıkarılan bilgiler. (Örnek: Radar/kızılötesi veya görünür ışık/x ışınları)
early warning
(Askeri) ERKEN İHBAR: Bilinmeyen silah veya silah taşıyıcılarının atılması ya da yaklaşmasının önceden fark edilmesi. Bak. "attack assessment; tactical warning"
early warning equipment
(Askeri) erken uyarı teçhizatı
early warning installations
(Askeri) erken ikaz tesisleri
early warning system
erken uyarı sistemi
early warning unit
(Politika, Siyaset) erken uyarı birimi
early warning; electronic warfare
(Askeri) erken uyarı; elektronik harp
erase warning
(Bilgisayar) silme uyarısı
give warning
uyarmak
give warning
feshini ihbar etmek
give warning
ihtar etmek
hazard warning switches
(Otomotiv) tehlike ikaz anahtarları
hood warning label
(Otomotiv) kaput uyarı etiketi
hurricane warning
(Meteoroloji) kasırga ihbarı
indications and warning
(Askeri) BELİRTİLER VE İKAZ: ABD'ye veya müttefik askeri, siyasi, ekonomik menfaatlere veya yurtdışındaki ABD vatandaşlarına tehdit oluşturabilecek dıştaki gelişmeler hakkındaki zamanı hassas istihbarat bilgisini belirlemek ve rapor etmeye yönelik istihbarat faaliyetleri, şunları kapsar; düşman faaliyet ve niyetlerinin önceden ikaz edilmesi, ayaklanma, ABD'ye, onun denizaşırı kuvvetlerine veya müttefik ülkelere nükleer/ nükleer olmayan bir taarruz; ABD keşif saldırıları, muhasamat ihtimali ve diğer benzer olaylar
indications and warning
(Askeri) ikaz ve emareler
instigate a warning
(Kanun) ihtarname çekmek
integrated tactical warning and attack assessment
(Askeri) birleştirilmiş taktik ikaz ve taarruz değerlendirmesi
jet warning
(Bilgisayar) jet uyarısı
last warning
son ihtar
let off with a warning
(deyim) uyarmakla yetinmek
license warning
(Bilgisayar) lisans uyarısı
master warning signal
(Askeri) ANA İKAZ İŞARETİ: Çeşitli ikaz işaretlerinden herhangi birinin verilmiş bulunduğunu göstermek için kullanılan işaret
minimum warning time
(Askeri) (NUCLEAR) ASGARİ İKAZ ZAMANI (NÜKLEER): Sistem ve personel tepki zamanlarının toplamı
minimum warning time
(Askeri) asgari ikaz zamanı
missile warning bypass
(Askeri) füze ikaz baypası
missile warning receiver; morale, welfare, and recreation
(Askeri) füze uyarı almacı; moral, sağlık ve eğlence
İngilizce - İngilizce
The action of the verb warn; an instance of warning someone
Present participle of warn
Something spoken or written that is intended to warn

The boss gave him a warning that he would be fired if he did not desist from his behaviour.

Used to warn of danger in signs and notices
{n} a caution, previous notice, advise
A forecast issued when severe weather has developed, is already occurring and reported, or is detected on radar Warnings state a particular hazard or imminent danger, such as tornadoes, severe thunderstorms, flash and river floods, winter storms, heavy snows, etc
A non-mandatory written warning issued by the SFA when an abuse is either discovered or thought likely to occur
An advance notice of a pest or disease outbreak or to draw symbol, notice, attention to the toxicity of a pesticide product on container label
A warning is something which is said or written to tell people of a possible danger, problem, or other unpleasant thing that might happen. The minister gave a warning that if war broke out, it would be catastrophic The government has unveiled new health warnings for cigarette packets
Forecast issued when a particular hazard is "imminent" or already occurring (e g , tornado warning, flash flood warning)
Giving previous notice; cautioning; admonishing; as, a warning voice
An annunciation that is generated when immediate recognition and corrective or compensatory action is required ; the associated colour is red
Storm conditions are expected in the specified area of the warning, usually within 24 hours
The action of the verb to warn; an instance of warning someone
Previous notice
Could not process part with given Content-Type: application/msword;name="IPMVP Glossary doc"
Issued when hazardous weather or hydrologic conditions exist, are imminent or are highly likely to occur Warnings are issued for conditions that pose a threat to life or property
What is given by the parent before taking Happy Face Tokens away; Only one warning is given Remember, the parent means what they say
a message informing of danger
A "warning" means that the event is happening now, is going to happen, or has been observed on weather radar You must act immediately to protect yourself
Some authors define the prime gap to be the difference between consecutive primes, this is a number one larger than our definition
A warning is an advance notice of something that will happen, often something unpleasant or dangerous. The soldiers opened fire without warning With no warning, he was fired from his job
{s} cautioning; giving advice about danger
This is meant as a help to someone who has to make a new entry in the dictionary It is not a full description You are advised to look at the existing entries and draw out how they have been built up With a little practise it is not difficult, honest The distributed version skips over all atoms begining with `H'
A SAX parser warning is generated when the document's DTD contains duplicate definitions, and similar situations that are not necessarily an error, but which the document author might like to know about, since they could be See also: fatal error, error
Too much black pepper may over stimulate or cause frequent urination May irritate sensitive skin It should not be applied where there is any inflammation
Return to Top A warning message is provided to a school when submitted data falls outside predefined limits It acts as a stimulus for the school to return a confirmation that the data is correct or to correct a keying error
Warning actions or signs give a warning. She ignored the warning signals Some fog warning signs had been put up with flashing yellow lights
Indicates that the specified severe weather condition is imminent or is already occurring
Wiring can be dangerous, including but not limited to pulling wires, using tools, locating and installing cabling and connecting to equipment Cables N Mor has supplied this information for you to use, however, we do not take responsibility for failed networks, failed equipment, or if you get hurt If you are not comfortable in the cable do-it-yourself arena, hire someone who is you'll save yourself a lot of grief and time Frustration can be high when trying to make everything work smoothly and don't be surprised if it doesn't work the first time, or even the second time
Caution against danger, or against faults or evil practices which incur danger; admonition; monition
A warning issued by the National Weather Service means the hazardous weather is IMMINENT or OCCURRING Warnings are issued for severe thunderstorms, tornadoes, flash floods, blizzards, hurricanes, and other phenomena
line A line two metres inside the rear line warning a fencer he or she is near the end of the piste
serving to warn; "shook a monitory finger at him"; "an exemplary jail sentence"
Fog machines are a safe and effective means of producing artificial fog/smoke and present no risk of hazard in most circumstances The effect is produced using an FDA approved non-toxic, pharmaceutical-grade water-soluble fluid with no unpleasant odor and no residue Some modern fire detection systems however, can be sensitive to changes in the air density and particle content and thus will react to the presence of artificial fog/smoke To use this effect properly it must be verified that such a detection system is absent or can be temporarily defeated (Note: Do not attempt to override or defeat a fire detection system without the consent and assistance of the building superintendent and/or the local fire marshal )
Public information when a threat is imminent and immediate measures to minimize or prevent damage to lives, property and infrastructure are initiated
A dialog box that opens to ensure that you are performing the action that you want, permits you to continue the action, or to cancel it; the box is used to prevent you from losing data or making irreversible changes that you don't want to make
A message that informs the user that performing an action can or will result in data loss on the user's system
cautionary advice about something imminent (especially imminent danger)
Indicating that a particular weather hazard is either imminent or has been reported A warning indicates the need to take action to protect life and property Warnings are issued for heavy rains, heat waves, severe thunderstorms and strong winds
Warning associated with a figure, parts list, or an individual part number Attributes: N/A
{i} caution; advice about danger; advance notice
chui
warning track
The dirt or other material on the edge of a baseball or softball field that warns a player that he or she is approaching the fence, especially the portion in the outfield

Fly ball to deep center. Shelby goes back and makes the catch on the warning track.

warning tracks
plural form of warning track
warning advice
warning given to the owner of a bank account that his account will soon be restricted
warning beep
sound which the computer makes in order to attract the user's attention in the event of a malfunction or other occurrence which requires attention
warning before cut-off
last request for payment before service is disconnected
warning coloration
The conspicuously recognizable markings of an animal, such as a skunk, that serve to warn off potential predators. Also called aposematic coloration
warning horn
siren that is sounded before a dangerous event
warning light
a cautionary sign of danger
warning light
light that is illuminated to warn of a malfunction
warning lights
light that is illuminated to warn of a malfunction
warning monitoring
eavesdropping on the enemy for the sake of warning
warning note
registration in the land registry that ensures the rights over a property
warning of attack
a warning to national policy makers that an enemy intends to launch an attack in the near future
warning of war
a warning to national policy makers that an enemy intends war or is preparing for war and is on a course that increases the risk of war
warning shot
gunshot into the sky to warn someone that a person is armed and prepared to fire
warning sign
alarm signal; signpost which displays a warning
warning signal
alarm signal, sign which appears before the actual dangerous act
warning strike
protest strike which warns about the strikes to come
warning system
system of lights and/or sirens that is operated in the event of an emergency
warning track
A strip of dirt or gravel along the outfield wall, designed to warn outfielders when they are approaching the wall
Miranda warning
A warning given by a law enforcement officer to criminal suspects in his custody advising them of certain constitutional rights, called their Miranda rights
black box warning
A warning, surrounded by a black border, contained in prescription drugs to indicate that the drug may cause serious or life-threatening effects
ground proximity warning system
A device which warns the pilot that the aircraft may be in danger of collision with the ground
ground proximity warning systems
plural form of ground proximity warning system
health warning
An official edict that a particular substance or activity is dangerous

The law requires a health warning on packets of cigarettes.

health warning
An indication or admission that an opinion might be biased

As I am a member of that political pary, my views must come with a health warning.

one-minute warning
In the AFL, a warning given with one minute to go before the end of a half, after which special rules apply, eg, stoppage of the game clock after very first down
profit warning
An announcement by a company to its shareholders and other investors that its profits are likely to be less than expected
three-minute warning
A timeout and warning given to the coaches with three minutes to go before the end of each half; after this point, the clock stops at the end of every play. Analogous to the two-minute warning of American football
two-minute warning
In the NFL, a timeout and warning given to the coaches with two minutes to go before the end of each half
warn
To make (someone) aware of impending danger etc

We waved a flag to warn the oncoming traffic.

warn
To notify (someone) of something untoward

I phoned to warn him of the rail strike.

warn
To caution (someone) against unwise or unacceptable behaviour

Don't let me catch you running in the corridor again, I warn you.

warn
To give warning

then Iames Cephas and Iohn agreed with vs that we shuld preache amonge the Hethen and they amonge the Iewes: warnynge only that we shulde remember the poore.

warningly
In a warning manner; in such a way as to warn
warn
{v} to caution, give notice, tell, order
early warning system
An early warning system warns people that something bad is likely to happen, for example that a machine is about to stop working, or that a country is being attacked
lane departure warning system
A lane departure warning system (LDW) is a mechanism designed to warn a driver when the vehicle begins to move out of its lane (unless a turn signal is on in that direction) on freeways and arterial roads
A warning
advisory
AWACS Airborne Warning and Control System
Mobile, long-range radar surveillance-and-control centre for air defense. Used by the U.S. Air Force since 1977, AWACS is mounted in a specially modified Boeing 707 aircraft, with its main radar antenna affixed to a rotating dome. It can detect, track, and identify low-flying aircraft at a distance of 200 nautical mi (370 km) and high-level targets at much greater distances. It can also track maritime traffic and operate in any weather. The computer system can assess enemy action and track the location and availability of any aircraft within range. Operators of its secure communications system can guide friendly aircraft against enemy planes
Airborne Warning and Control System
airborne radar system which detects low-flying aircraft, AWACS
Ballistic Missile Early Warning System
{i} system that detects a ballistic missile attack at an early stage, BMEWS
I am warning you
I am telling you now so you will know, you have been warned (generally said in a threatening manner)
Radar Warning Receiver
RWR, device that warns a pilot against tracking by radar or an enemy missile
a warning
caveat
advance warning
alarm given in advance, prior notification
air raid warning
warning of an attack from the air
early warning
An early warning system warns people that something bad is likely to happen, for example that a machine is about to stop working, or that a country is being attacked. early warning system/device etc a system or equipment which tells you that something bad, especially an enemy attack, is going to happen
early warning
caution or warning which appears before the expected or usual time
early warning radar
Radar based at the boundary of a defended area to detect incoming enemy missiles or aircraft in time to allow deployment of a countermeasure
early warning radar
a radar that is part of an early warning system
early warning station
place where equipment is set up to warn of incoming enemy aircraft
early warning system
network of radar installations intended to detect enemy aircraft or missiles within the required time for effective deployment of defense systems; series of moves set up to detect potential problems
early warning system
a network of radar installations designed to detect enemy missiles or aircraft while there is still time to intercept them
give warning
caution, alert, give notice
government health warning
a notice that must be put on products such as cigarettes, to warn people that they are dangerous to their health
issue a warning
announce a warning, give a caution
last warning
final warning
low tire pressure warning
(Otomotiv) Electronically determines if the vehicle has low tire pressure
profits warning
an occasion when a company announces that its profit for a particular period of time will be less than expected
received a warning
was warned
solemn warning
grave caution, grave warning
strategic warning
(miliatry) a warning prior to the start of a threatening act
tactical warning
(military) a warning after the initiation of a hostile act
warn
If you warn someone about something such as a possible danger or problem, you tell them about it so that they are aware of it. When I had my first baby friends warned me that children were expensive They warned him of the dangers of sailing alone Analysts warned that Europe's most powerful economy may be facing trouble He also warned of a possible anti-Western backlash
warn
notify of danger, potential harm, or risk; "The director warned him that he might be fired"; "The doctor warned me about the dangers of smoking"
warn
Worker Adjustment Retraining & Notification Act
warn
To ward off
warn
{f} caution; give advice about danger; notify in advance
warn
To refuse
warn
to notify someone of something untoward
warn
notify, usually in advance; "I warned you that I would ask some difficult questions" ask to go away; "The old man warned the children off his property" notify of danger, potential harm, or risk; "The director warned him that he might be fired"; "The doctor warned me about the dangers of smoking" admonish or counsel in terms of someone's behavior; "I warned him not to go too far"; "I warn you against false assumptions"; "She warned him to be quiet
warn
notify, usually in advance; "I warned you that I would ask some difficult questions"
warn
To make ware or aware; to give previous information to; to give notice to; to notify; to admonish; hence, to notify or summon by authority; as, to warn a town meeting; to warn a tenant to quit a house
warn
admonish or counsel in terms of someone's behavior; "I warned him not to go too far"; "I warn you against false assumptions"; "She warned him to be quiet
warn
to advise someone to go or stay away
warn
To give notice to, of approaching or probable danger or evil; to caution against anything that may prove injurious
warn
American aftermarket supplier of Free-Wheeling Hubs for Land-Rovers I won't attempt a play on the name since Warn did an excellent job My sticker reads "Warn-ing! failure to follow these guidelines will void your Warn-T " Unfortunately, these tough hubs are NLA see also Selectro
warn
to summon
warn
ask to go away; "The old man warned the children off his property"
warn
to make someone aware of impending danger etc
warn
If you warn someone not to do something, you advise them not to do it so that they can avoid possible danger or punishment. Mrs. Blount warned me not to interfere `Don't do anything yet,' he warned. `Too risky.' `Keep quiet, or they'll all come out,' they warned him I wish I'd listened to the people who warned me against having the operation
warningly
In a warning manner
warningly
in a manner advising caution; with words of caution
warnings
plural of warning
without warning
lacking any advance notice, without cautioning
written warning
caution by way of a written document
warning