Küresel olarak, kayıtlı en sıcak on yılın hepsi 1998'den beri oluştu.
- Globally, the 10 warmest years on record all occurred since 1998.
Temmuz ayı iklimbilimsel olarak yerkürede yılın en sıcak ayıdır.
- July is climatologically the globe's warmest month of the year.
Kendimi ısıtmak istiyorum.
- I want to warm myself.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Penguenler ısınmak için bir araya toplanırlar.
- Penguins often huddle together to keep warm.
Isınmak için bir banyo yapsan iyi olur.
- You had better take a bath to get warm.
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Evin içi hoş ve ılıktı.
- It was nice and warm inside the house.
Bugün hava çok sıcak.
- It's very warm today.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
O sıcak, samimi bir toplantı oldu.
- It was a warm, friendly meeting.
Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
- The new president was a warm and friendly man.
Tom bazı sıcak tutan çoraplar giydi.
- Tom put on some warm socks.
Sıcak tutan bir çift çorap giymelisin.
- You should put on a warm pair of socks.
Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.
- Suddenly, it started to look almost nice and warm.
Bugün hava güzel ve sıcak.
- It is nice and warm today.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Tom oldukça cana yakın.
- Tom is quite warmhearted.
Tom cana yakın bir adam.
- Tom is a warm-hearted man.
O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.
- He warmed himself with a pocket heater.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
- This family gave me a warm welcome.
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
- She extended a warm welcome to them.
1920'li yıllarda Almanya'da enflasyon o kadar yüksekti ki, ısınmak için para yakmak sıradan bir durumdu.
- In 1920s inflation was so high in Germany, it was an ordinary case to burn money to keep warm.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
The tea is still warm.
It seemed I was too excited for sleep, too warm, too young.
Her classmates are gradually warming to her.
This is a very warm room.
... And on behalf of Google, let me extend our warmest welcome ...