Sen bir hapishanede on yıl boyunca gardiyandın.
- You were a warden in a prison for ten years.
Biz on yıldır hapishane gardiyanlarıydık.
- We were prison wardens for ten years.
Tom üç yıldır bir hapishane müdürüydü.
- Tom was a prison warden for three years.
On yıldır hapishane müdürüydüm.
- I was a prison warden for ten years.
Bu eylem Tom'un mahkumların geri kalanı için bir tehdit olduğu konusunda cezaevi müdürünü ikna etti.
- That action convinced the prison warden that Tom was a threat to the rest of the prisoners.
Bu eylem Tom'un mahkumların geri kalanı için bir tehdit olduğu konusunda cezaevi müdürünü ikna etti.
- That action convinced the prison warden that Tom was a threat to the rest of the prisoners.
Tom, John'un kaçmayı planladığını müdüre bildirdi.
- Tom informed the warden that John was planning to escape.
On yıldır hapishane müdürüydüm.
- I was a prison warden for ten years.
1696'da Newton darphane müdürü oldu. 1699'da darphane öğretmeni oldu.
- Newton became Warden of the Royal Mint in 1696. He became Master of the Royal Mint in 1699.
İsyan başladığında sadece görevli tek müdür vardı.
- There was only one warden on duty when the riot started.