Eğer benim yapmamı istiyorsan, senin çocuklarına bakmaya istekliyim.
- I'm willing to take care of your children, if you want me to.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
İhtiyaç duyduğun yardımı almanı istiyorum.
- I want you to get the help that you need.
Bir adam kral olmak istediğine karar verir; çok geçmeden bu arzunun sonucu olarak binlerce insan ölür.
- A man decides he wants to be king; thousands of people die shortly thereafter as a result of this desire.
Tom, beni arzu ettiğim şeyi yapmaktan alıkoydu.
- Tom stopped me from doing what I wanted to do.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
Seni sıkıntıya sokmak istemiyorum.
- I don't want to put you to any trouble.
Sami, Leyla'yı sıkıntıya sokmak istemedi.
- Sami didn't want to get Layla in trouble.
İstemek sahip olmakla aynı değildir.
- Not wanting is the same as having.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
- You have wanted to go there for a long time, haven't you?
Siz istemiyorsanız onun tavsiyesini almanıza gerek yok.
- It is not necessary for you to take his advice if you don't want to.
Gitmek istemiyorsan, gitmene gerek yok.
- If you don't want to go, you don't need to.
Yüzlerinizi görmek istemiyorum.
- I don't want to see your faces.
Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
- I don't want to identify myself with that group.
Filmi görmek istiyorum.
- I want to see the movie.
Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
- I want to see you before you go.
Tom üç yıldır arananlar listesinde bulunuyor.
- Tom has been on the wanted list for three years.
Tom aranan bir sabıkalı.
- Tom is a wanted criminal.
Tom gerekli hissetmek istiyordu.
- Tom wanted to feel needed.
Ben gerekli hissetmiyorum.
- I didn't feel wanted.
Onun asla cesareti eksik değil.
- He is by no means wanting in courage.
Sen hiç yorum yapmak istedin mi, fakat onu yanlışlıkla bir çeviri olarak postaladın mı?
- Have you ever wanted to make a comment, but posted it as a translation by mistake?
Bunu yapmamı istedin, değil mi?
- You wanted me to do that, didn't you?
Tom her zaman yeni bir şey denemek ister.
- Tom always wants to try something new.
Tom her zaman ilgi odağı olmak ister.
- Tom always wants to be the center of attention.
O, onu istediğini yaptırmaya ikna edeceğini sanıyor.
- He is hoping to entice her into doing what he wants.
İstediğini yaptırmak için onu baştan çıkaracağına inanıyor.
- He hopes to entice her into doing what he wants.
Para yokluğundan dolayı onu yapamam.
- I can't do it for want of money.
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
- Is there anyone else wanting to eat?
Tekerlekli sandalyede seninle konuşmak isteyen bir kadın var.
- There's a woman in a wheelchair wanting to talk to you.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.
- Separate your wants from your needs.
And all for the want of a horseshoe nail.
What do you want to eat?.
he that hath skill to be a pilot wants a ship; and he that could govern a commonwealth wants means to exercise his worth, hath not a poor office to manage.
There was something wanting in the play.
The mowing-machine always wanted oiling. Barnet turned it under Jacob's window, and it creaked—creaked, and rattled across the lawn and creaked again.
After six months in a tedious desk job, Anna wants out.
I'm a believer in “waste not, want not”, and we roast our leftover bread, finely sliced and brushed with olive oil, in a low oven.
I want to know where the M-5 bus stops.
Eww, furry...DO NOT WANT!.
but where other powers of entertainment are wanting, the true philosopher will derive benefit from such as are given.
The way I see it, I'm already doing all the work, and I'm doing the spells and incantations, stated Bowolf. So what do you want, a cookie? laughed Prolok.
... Next, we're investing heavily in the application framework. We want to insulate developers ...
... disambiguate, to choose which one you want and then show you ...