wandering; vagrant; vagabond

listen to the pronunciation of wandering; vagrant; vagabond
İngilizce - Türkçe

wandering; vagrant; vagabond teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

vague
{s} belirsiz

Tom belirsiz bir cevap verdi. - Tom gave a vague answer.

Bana belirsiz bir cevap verdi. - He gave me a vague answer.

vague
{s} hayal meyal

Onunla karşılaştığımı hayal meyal hatırlıyorum. - I vaguely remember meeting him.

Tom Mary ile tanıştığını hayal meyal hatırlıyor. - Tom vaguely remembers meeting Mary.

vague
{s} müphem
vague
bellisiz
vague
üstü kapalı
vague
belgisiz
vague
anlaşılmaz

Tom anlaşılmaz davranıyor, değil mi? - Tom is being vague, isn't he?

Biraz anlaşılmaz olmaktan kendimi alamadım. - She couldn't help but be a little vague.

vague
{s} dalgın
vague
{s} belirsiz, müphem, muğlak; bulanık
vague
{s} kararsız

O, yapmak istediği şey hakkında kararsız görünüyordu. - He seemed vague about what he wanted to do.

İngilizce - İngilizce
vague
wandering; vagrant; vagabond