Ben saat 6.30'da uyanmak zorundayım.
- I have to wake up at 6:30.
Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?
- What's your favorite kind of music to wake up to?
Amacım Tom'u uyandırmak değildi.
- I didn't mean to wake Tom up.
Seni uyandırmak istemedim.
- I didn't mean to wake you.
Uyumaya git, Tom. Yarın sabah erken uyanmalısın.
- Go to sleep, Tom. You need to wake up early tomorrow morning.
Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
- You have to wake up early tomorrow morning.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
- The alarm clock wakes me at seven.
Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.
- Please wake me up at six tomorrow.
How long I slept I cannot tell, for I had nothing to guide me to the time, but woke at length, and found myself still in darkness.