He placed emphasis on the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
Where is the emphasis in the word Australia?
- Avustralya kelimesinde vurgu nerededir?
This point deserves special emphasis.
- Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
Take a screenshot of just the highlighted text.
- Sadece vurgulanan metnin ekran görüntüsünü alın.
Fadil's story was highlighted in several newspapers.
- Fadıl'ın hikayesi birkaç gazetede vurgulandı.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.
He stressed the convenient aspects of city life.
- Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
Where is the accent on the word 'Australia?'
- 'Avustralya' kelimesinde vurgu nerede?
Where does the accent fall in the word Australia?
- Avustralya kelimesinde vurgu nereye düşer?
She emphasized the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
He emphasized the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
I stressed the point.
- Ben konuyu vurguladım.
There was a statement in the Asahi newspaper yesterday or the day before stressing that you shouldn't quote Wikipedia.
- Dün ya da evvelsi gün Asahi gazetesinde Wikipedia'dan alıntı yapmamanız gerektiğini vurgulayan bir ifade vardı.