Tom Mary'yi kurtarmak için söz verdi.
- Tom vowed to rescue Mary.
O, sigarayı bırakmak için söz verdi.
- He vowed to give up smoking.
Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
- I vowed that I would never speak to her again.
Tom onu yapmayacağına yemin etti.
- Tom vowed he'd never do it.
Tom bunu yapmak için yemin etti.
- Tom vowed to do that.
Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
- I vowed that I would never speak to her again.
The rebels vowed to continue their fight until they succeed.