Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
O, sigarayı bırakmak için söz verdi.
- He vowed to give up smoking.
Ben asla evlenmemek için yemin ettim.
- I have made a vow never to get married.
Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
- I vowed that I would never speak to her again.
O, arkadaşının ölümünün intikamını almak için yemin etti.
- He vowed to avenge his friend's death.
Ben asla evlenmemek için yemin ettim.
- I have made a vow never to get married.
The rebels vowed to continue their fight until they succeed.